Yanlış bilinen inme gerçekleri

Yanlış bilinen inme gerçekleri

Paylaşın!

Yanlış bilinen inme gerçekleri, ön planda yaşlı nüfusu etkileyen bu ciddi sorunun toplum tarafından gerçekçi şekilde değerlendirilmesini zorlaştırmaktadır.

Üç ana inme türü vardır. İlk ve en yaygın olanı, vakaların %87’sini oluşturan tıkayıcı inmedir. Beyne oksijen sağlayan atardamarlarda kan akışı engellendiğinde meydana gelir. İkincisi kanayıcı inmedir (beyin kanaması) ve beyindeki bir ayardamarın yırtılması sonucu ortaya çıkar. Üçüncü inme türü ise geçici iskemik ataktır ve bazen “küçük inme” olarak da adlandırılır. Bu durum, beyne giden kan akışı, genellikle 5 dakikadan fazla olmamak üzere, geçici olarak engellendiğinde meydana gelir.

Çok yaygın olmakla birlikte, toplumda yanlış bilinen inme gerçekleri çok fazladır. Bunların başlıcaları şu şekilde sayılabilir:

İnme bir kalp sorunudur: İnme riski kardiyovasküler risk faktörleriyle bağlantılı olsa da, olay kalpte değil beyinde meydana gelir. Bazı insanlar inmenin kalple ilgili bir sorun olduğunu düşünse de, bu doğru değildir. İnme, kalpte değil beyindeki atardamar veya toplardamarların tıkanması veya yırtılmasından kaynaklanan bir beyin sorunudur. Ama çoğu kişi, inmeyi beyne değil kalbe giden kan akışındaki bir tıkanıklıktan kaynaklanan kalp krizi ile karıştırır.

İnme kaderdir ve önlenemez: İnme için en yaygın risk faktörleri arasında hipertansiyon, sigara, yüksek kolesterol, obezite, diyabet, baş veya boyun travması ve kalp ritm bozuklukları yer alır. Bu risk faktörlerinin çoğu yaşam tarzı ile değiştirilebilir. Düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenmek hipertansiyon, yüksek kolesterol, obezite ve diyabet gibi risk faktörlerini azaltabilir. Diğer risk faktörleri alkol tüketimi ve stresi içerir. Bu yaşam tarzı faktörlerini azaltmak veya ortadan kaldırmak için çalışmak, bir kişinin inme riskini de azaltabilir.

İnme ailede görülmez: Orak hücre hastalığı gibi tek gen bozuklukları kişinin inme riskini artırır. Ayrıca hipertansiyon ve diğer kalp ve damar hastalıkları risk faktörleri için geçerli genetik faktörler dolaylı olarak inme riskini de artırabilir. Ailelerin çevreyi ve yaşam tarzlarını paylaşması muhtemel olduğundan, sağlıksız yaşam tarzı faktörlerinin, özellikle genetik risk faktörleriyle birleştiğinde, aile üyeleri arasında inme riskini artırması muhtemeldir.

İnme belirtilerini fark etmek zordur: Aksine, inme çok kolay farkedilebilen bir klinik durumdur. Bu belirtilerin en önemlileri şunlardır:

  • Yüz ve/veya kol ve/veya bacakta ani ortaya çıkan tek taraflı (sağ veya sol) hareket veya his kaybı
  • Görmede, güçte, koordinasyonda, duyularda, konuşmada veya konuşulanları anlamada ani ortaya çıkan kayıp veya bozukluk.
  • Tek gözde ani görme kaybı
  • Ani denge kaybı, birlikte bulantı, kusma, ateş, hıçkırık veya yutma güçlüğü
  • Herhangi bir neden olmaksızın ani ve şiddetli başağrısı ve ardından bilinç kaybı
  • Kısa süreli bilinç kaybı
  • Sersemlik veya nedensiz düşme
  • kafa karışıklığı ve konuşma ya da konuşulanları anlama güçlüğü
  • bilinen bir nedeni olmayan şiddetli baş ağrıları
İnmede 5 ana belirti
İnme hakkında 5 ana belirtiye dikkat edilmeli

Bu belirtiler gözlendiğinde vakit geçirmeden 112 aranarak hastaneye gidilmelidir.

İnme tedavi edilemez: Yanlış bilinen inme gerçekleri arasında en önemlilerinden biri budur. İnmelerin geri döndürülemez olduğuna ve tedavi edilemeyeceğine dair yanlış bir inanış vardır. Oysa ki, belirtilerin başlamasından itibaren kısa sürede hastaneye ulaşıldığında inmenin pıhtı eritici ilaçlar, kateter veya ameliyatla damarın açılması gibi müdahaleler ile birçok hastada inme belirtileri tersine çevrilebilir. Belirtiler ne kadar uzun sürerse, iyi bir sonuç alma olasılığı da o kadar düşük olur. Bu nedenle, inme belirtileri başlar başlamaz 112 aranarak hastaneye gitmek kritik önem taşır. Araştırmalar, belirtilerin başlamasından itibaren 3 saat içinde hastaneye ulaşanların, daha sonra ulaşanlara kıyasla 3 ay sonra daha az sakatlık yaşadığını göstermektedir.

İnme sadece yaşlılarda görülür: Yaş, inme için önemli bir risk faktörüdür. İnme riski, 55 yaşından sonra her 10 yılda bir iki katına çıkar. Ancak inme her yaşta meydana gelebilir. Sağlık verilerini inceleyen bir çalışma, 2009 yılında hastaneye yatan inme hastalarının %34’ünün 65 yaşın altında olduğunu ortaya koymuştur. 2013’te yapılan bir diğer inceleme “tüm iskemik inmelerin yaklaşık %15’inin genç yetişkinlerde ve ergenlerde meydana geldiğine” işaret etmektedir. Araştırmacılar, hipertansiyon, diyabet, obezite, lipid bozuklukları ve tütün kullanımı gibi inme risk faktörlerinin bu yaş grubunda en yaygın eşlik eden durumlar arasında yer aldığını belirtmiştir.

Tüm inmeler belirti verir: Tüm inmeler belirti göstermez ve bazı araştırmalar belirti göstermeyen inmelerin belirti gösterenlerden çok daha yaygın olduğunu öne sürmektedir. Bir çalışma, 1998 yılında 11 milyondan fazla felçten 770.000’inin belirti gösterdiğini, 11 milyona yakınının ise sessiz olduğunu ortaya koymuştur. Sessiz inme olarak adlandırılan bu inmelerin kanıtları, MRI taramalarında bir tıkanıklık veya yırtılmış kan damarını takiben yaralı dokudan kaynaklanan beyaz lekeler olarak görünür. Sessiz inmeler genellikle hastalar baş ağrısı, bilişsel sorunlar ve baş dönmesi gibi semptomlar nedeniyle MR taraması yaptırdıklarında tespit edilir. Bu inmeler belirti göstermeden meydana gelmelerine rağmen, belirti gösteren inmelerle benzer şekilde tedavi edilmelidirler. Sessiz inmeler insanlarda gelecekte semptomatik inme riski, bilişsel gerileme ve demans riski oluşturur.

Geçici iskemik atak (veya gelip geçici inme) sorun yaratmaz: Geçici iskemik atak geçici bir olay değil, büyük bir inmenin meydana gelebileceğine dair bir önsezidir ve mutlaka inmede olduğu şekilde yaklaşım ve tedavi gerektirir. Bu, gelecekteki olayları önlemek için büyük önem taşır.

İnme her zaman felce neden olur: İnme, uzun süreli engelliliğin önde gelen nedenlerinden biridir, ancak inme geçiren herkes felç veya güçsüzlük yaşamaz. 65 yaş ve üzeri inme geçirenlerin yarısından fazlasında hareket kabiliyetinin azalmasıyla kendisini gösteren felç ortaya çıkar, diğerleri ise başka belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler arasında görme bozuklukları, hafıza kaybı, kişilik değişiklikleri ve psikolojik bozukluklar bulunabilir. Bununla birlikte, inmenin uzun vadeli etkileri, etkilenen beyin dokusu miktarı ve etkilenen bölge gibi birçok faktöre bağlı olarak değişir.

İnme hızlı iyileşir: İnme sonrası iyileşme aylar, hatta yıllar sürebilir. Ancak birçok kişi tam olarak iyileşemeyebilir. İnmeden kurtulanların %10’u neredeyse tamamen iyileşir, 25’i hafif bozukluklarla düzelir, %40’ı orta ila ağır düzeyde bozukluklar yaşar, % 10’luk bir kesim ise ağır bozukluklarla yatalak kalarak sürekli bakıma muhtaç olur. İnme başlangıcından sonraki 2-3 ay arasında uygulanan yoğun motor rehabilitasyon iyileşmeye yol açma olasılığının daha yüksek olduğu kritik bir zaman aralığıdır. Bu pencerenin ötesinde ve 6 aydan sonra kısmi de olsa düzelme hala mümkündür, ancak bu önemli ölçüde yavaş olacaktır.

Yukarıda görüldüğü gibi, yanlış bilinen inme gerçekleri çok sayıdadır. Ama her durumda, inme ciddi ve hızlı hareket edilmesi gereken bir durumdur.

Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.

Randevu alın