Kızartmalar depresyona yol açıyor

Kızartmalar depresyona yol açıyor

Paylaşın!

Kızartmalar depresyona yol açıyor ve patates kızartması ve benzeri kızarmış yiyecekleri sık yiyen kişilerde anksiyete ve depresyon riski daha yüksek.

Yeni yayınlanan bir çalışma, Çin’deki Zhejiang Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından yapılmış. Araştırmacılar 11 yıllık bir süre zarfında 140.000’den fazla kişinin verilerini değerlendirmiş.

Sonuçlar sık kızarmış gıda tüketiminin %12 daha yüksek anksiyete riski ve %7 daha yüksek depresyon riski ile bağlantılı olduğunu göstermiş. Bu durumdan en çok erkekler ve gençler etkilenmiş.

Yazarlar, bunun bir nedeninin kızarmış gıdaların akrilamid adı verilen ve bazı gıdalar çok yüksek sıcaklıklarda pişirildiğinde ortaya çıkan bir kimyasal içermesi olabileceğini öne sürüyor. Araştırmacılar, akrilamidin nöroenflamasyonla ilişkili “anksiyete ve depresyon benzeri davranışlarla” bağlantılı olduğunu belirttiler.

Çalışmada yer almayan bir uzman CNN’e yaptığı açıklamada, bağlantının kızarmış yiyeceklerin anksiyete ya da depresyon yaşayan insanlar için rahatlatıcı olmasından kaynaklanabileceğini ve kızartmalar depresyona yol açıyor savının nedenselliğini kanıtlamadığını söyledi.

Koruyucu tıp ve yaşam tarzı tıbbı uzmanı David Katz, CNN’e verdiği demeçte, “Bu çalışmanın insan bileşeni, tam da iddia ettiği şeyi gösterebilir: daha yüksek kızarmış yiyecek alımının anksiyete / depresyon riskini artırdığını” söyledi. “Bununla birlikte, nedensel yol kolaylıkla diğer yöne de gidebilir: anksiyete/depresyonu olan insanlar bir nevi rahatlama için artan sıklıkta ‘rahatlatıcı yiyeceklere’ yönelmektedir.”

Ancak, gıdaların anksiyete ve depresyon gibi ruhsal sorunlarla olan ilişkisi hakkındaki bilgiler yeni değil ve bu konuda yapılmış pek çok araştırma var. Bu nedenle, bu yeni çalışmanın sonuçlarının çok da şaşırtıcı olduğu söylenemez.

Anksiyete ve depresyon klinik psikolojik sorunlardır. Amerikan Psikiyatri Birliği’ne göre anksiyete bozukluğu tüm ruhsal bozukluklar arasında en yaygın olanıdır ve yetişkinlerin %30’unu hayatlarının bir döneminde etkilemektedir. Klinik anksiyete sorunları, normal sinirlilik veya endişe duygularından farklıdır ve bunun yerine aşırıdır ve normal, üretken bir yaşam sürmeyi engeller.

Anksiyete bozukluğu kaygı duygusunun bir tehlike yokken ortaya çıkması ve uzun süre ve güçlü olarak hissedilmesidir. İleri derecede anksiyete bozukluğu kişilerin günlük hayatını ve sosyal yaşamını fazlasıyla etkiler. Bu kişiler genellikle hissettiklerinin abartılı olduğunun farkındadır, ancak bu durumu kontrol edemezler. Özellikle çocukluk çağı travmaları beyindeki korku işleme mekanizmalarının duyarlılığını arttırarak strese karşı aşırı duyarlılık ortaya çıkartır.

Depresyon, sürekli üzüntü ve ilgi kaybına neden olan bir duygu durum bozukluğudur. Bu durumdan muzdarip bireylerin hissettikleri, düşünceleri ve davranışları etkilenir ve bunlardan dolayı çeşitli duygusal veya fiziksel sorunlar ortaya çıkabilir. Depresyon sadece bir keyifsizlik veya anlık bir zayıflık olmadığı gibi, kişinin kendi kendine çözebileceği basit bir sorun da değildir. Depresyon intihar riski taşıyan, tıbbi yardım gerektiren ve tedavi edilebilir ciddi bir sorundur. Bu tedavi süreci bazı kişilerde uzun sürebilir. 

Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.

Randevu alın