Hipertansiyonda tuz kısıtlaması

Hipertansiyonda tuz kısıtlaması

Paylaşın!

Hipertansiyon ve tuz ilişkisi uzun zamandan beri bilinmektedir. Bu nedenle hipertansiyonda tuz kısıtlaması büyük önem taşımaktadır.

Yüksek tansiyonlu kişilerde alınan tuz miktarının kısıtlanması gerekir. Tuz kısıtlamasının yapılmaması, yüksek tansiyon tedavisinin yeterli yapılamamasına ve ilaçların yararlarının tam olarak ortaya çıkmamasına yol açar.

Hipertansiyonda tuz kısıtlaması çok katı olmamakla birlikte yine de gereklidir. Genel olarak, tansiyonu yüksek olan kişinin aldığı tuz (sodyum klorür) miktarının 6 gram (2.4 gram saf sodyum) düzeyini geçmemesi istenir.

Yukarıda belirttiğimiz günlük 6 gram tuz düzeyinin nasıl ayarlanacağına gelince, bu o kadar da zor değildir. Bununla ilgili püf noktaları aşağıdadır.

İnsanların günlük tuz ihtiyacı, mevsimsel olarak değişmekle birlikte, günde 1- 2 gram civarındadır. Gıdaların doğal olarak içerdiği tuz nedeniyle, hiç tuz katılmadan pişirilen yemeklerle bile günde 3 gram civarında tuz alınır. Dolayısıyla, hiç tuzsuz pişirilen yemeklerle bile insanın tuzsuz kallması mümkün değildir.

Unutulmaması gereken husus, yemek pişirilirken içine atılan tuzun tadının pişme sırasında gıdalara karışarak büyük ölçüde azalacağı, oysa yemeğin üzerine serpilen tuzun tadının daha belirgin hissedileceğidir. İşte bu nedenle, mutlaka tuz eklemek gerekiyorsa yemeğin üzerine serpmek daha iyi bir seçenektir. Yemeklerin üzerine tuz serpmenin ölçüsü öğle ve akşam yemeklerinde birer gram olarak alınırsa, günlük 6 gram tuz alımı tamamlanmış olacaktır.

Ekmeğin tuzsuz alınmasına ihtiyaç yoktur. Normal ekmek kullanılabilir. Diğer hazır gıdaların hemen hepsi de (salçalar, konserveler vs.) genellikle koruyucu madde olarak belli ölçüde tuz veya başka sodyumlu bileşikler içerirler. Bu gıdalardan tam kaçınma imkanı olmadığı için günde 1 gram tuzun da ekmek ve bu gıdalar
aracılığıyla alındığını kabul etmek gerekecektir.

Tuz ihtiyacı başlıca ağız tadı ve lezzet alışkanlığı nedeniyle ortaya çıkar. Bu nedenle tansiyonu yüksek insanların ağız tadının tuzsuz lezzetlere alışması gerekir. İşte bu sebeple, tuz tadı veren katkı maddelerinden de elden geldiği kadar kaçınmak gerekir.

Yemeğin üzerine serpilecek bir gramlık tuzun ölçümü kolaydır. Normal aspirin tabletleri blister ambalajından çıkarıldığı zaman, boş kalan yuva yaklaşık olarak 1 gram tuz alır. Bu ölçü kullanılarak öğle ve akşam yemeklerinin üzerine öğünde bir gramı geçmemek üzere tuz serpilebilir.

Tuz içerdiğini bildiğiniz gıdaları yememeye dikkat ediniz. Örneğin turşu, tuzlu balık, zeytin ezmesi, peynir, ev salçası gibi gıdalar içlerinde önemli ölçüde tuz taşırlar. Örnek olarak, bir küçük salatalık turşusunun içerdiği tuz miktarı 2- 4 gram kadardır.

Ev dışında yediğiniz yiyeceklerin hemen hemen hepsi büyük ölçüde tuz taşır. Özellikle sandviç, hamburger, kebap, lokanta yemekleri gibi yiyecekler gerek koruma gerekse lezzet kaygısıyla önemli miktarlarda tuz taşıyacak şekilde imal edilirler. Bu nedenle, olabildiğince dışarıda yemek yememeye özen gösteriniz. Dışarıda yemek zorunda olduğunuz zamanlarda da sos dökülmemiş salataları tercih ediniz.

Gıdalardaki gizli tuza dikkat ediniz. Gizli tuz içeren gıdalar arasında maden sodası, gazoz, kolalı içecekler gibi içecekler, çerkez peyniri, taze kaşar gibi tuz tadı vermeyen peynirler, sosis ve salam gibi şarküteri ürünleri sayılabilir. Örneğin hazır meyve sularının bile bir kısmı koruyucu olarak tuzlu bileşikler içerir. Bu nedenle paketli gıda alırken eğer mümkünse hiç katkısız olanlarını tercih ediniz.

Tuz kısıtlaması yapılmasına karşılık, eğer midenize dokunmuyorsa, baharat ve kokulu otların kullanılmasında hiçbir
sakınca yoktur. Dilediğiniz kadar biber, sumak, kekik, nane vb. kullanabilirsiniz. Benzer şekilde, limon ve sirke kullanımında da herhangi bir kısıtlama sözkonusu değildir.

Hanımların kabul günlerinden uzak durması yararlı olacaktır. Düzenli ve mümkün olduğu kadar evde yemek yiyiniz.

Etinizi mutlaka kasaptan alınız. Etin tam yağsız olmasına ve etin ait olduğu hayvanın olabildiğince genç olmasına dikkat ediniz. Kart hayvan etleri genç etlere göre daha fazla kolesterol içerir. Kıyma alacaksanız kasapta tam yağsız bir parçayı ayıklatınız ve kasaba et makinesini boşalttırarak çektiriniz. Hazır kıyma kullanmayınız.

Her çeşit kızartmadan kaçınınız. Örnek olarak, patates kızartması patates haşlamasına oranla beş kat daha fazla kalori verir. Doğal sıvı yağlar bile kızartma derecesine kadar ısınınca zararlı hale gelir.

Paketli hazır çerezler (patates cipsi vs.) önemli miktarlarda yağ ve tuz içerir. Bu nedenle o tip çerezler yerine kavrulmuş tuzsuz leblebi, tuzsuz kabuklu kavrulmamış fıstık, tuzlanmamış şamfıstığı ve badem gibi doğal çerezleri tercih ediniz.

Sıcak ve soğuk tüm yemeklerinizde doğal sıvı yağları kullanınız. Mutlaka gerekliyse, çoklu doymamış yağlardan zengin margarinleri ve yine de olabildiğince az kullanınız.

Etli yemeklerinizde et yerine yağsız kıyma veya kuşbaşı doğranmış derisiz tavuk göğsü kullanabilirsiniz. Tavuğu pişirmeden önce mutlaka derisini çıkartınız.

Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.

Randevu alın