Glutatyon

Glutatyon

Paylaşın!

Glutatyon vücudun kendi ürettiği önemli bir antioksidandır ve vücutta oluşan oksijen serbest radikallerini nötralize etme görevi görür.

Glutatyon vücudun serbest radikallerden korunmak için ürettiği doğal bir antioksidandır ve glutamin, glisin ve sistein’den oluşan üç aminoasit içerir. Oksidatif stres, serbest radikallerin üretimi ile vücudun onlarla savaşma yeteneği arasında bir dengesizlik olduğunda ortaya çıkar. Glutatyon, oksidatif stres etkisini ortadan kaldırmaya yardımcı olur ve vücutta üretilen veya dışarıdan gelen toksik maddeleri ortadan kaldırmaya destek olur.

Oksidatif stresin hücre üzerindeki etkisi
Oksidatif stresin hücre üzerindeki etkisi

Bu madde insan vücudunda doğal olarak üretilse de yaşla ve oksidatif stres düzeyi arttıkça yetersiz kalır. Glutatyon dışarıdan takviye olarak alınabilse de, vücuttaki üretimi arttırmak için yapılabilecekler de vardır.

  • Bu maddenin üretimi için kükürt önemlidir. Bu nedenle; sığır eti, tavuk ve balık gibi hayvansal proteinlere ve soğan ve turpgiller gibi sebzelere önem verilmelidir.
  • C vitamini glutatyon düzeylerinin korunmasında çok önemli bir rol oynar. Bu nedenle, C vitamini takviyesi almak vücudunuzdaki glutatyon seviyelerinin artmasına yardımcı olabilir.
  • Selenyum, üretimin önemli bir bileşenidir. Balık, sakatat ve kuruyemişler düzeyin doğal olarak artmasına yardımcı olabilecek selenyum açısından zengin besinlerdir.
  • İnsan vücudunda da üretilmesiyle birlikte, glutatyonun diyetle alınması da mümkündür. Ispanak, avokado, kuşkonmaz ve bamya glutatyondan zengindir. Ancak, diyetle alınan glutatyonun emilimi zayıftır, ayrıca pişirme ve saklama koşulları da glutatyon içeriğini azaltır.
  • Zerdeçal ve içeriğindeki kurkumin düzeylerin artmasına yardımcı olur.
  • Sağlıklı uyku genel sağlık için çok önemlidir. Uzun süreli uyku bozuklukları oksidatif strese ve hatta hormon dengesizliklerine neden olabilir.
  • Düzenli fiziksel aktivite, özellikle kardiyo ve ağırlık çalışması, düzeylerin artmasına yardımcı olabilir. Bununla birlikte, dengeli bir diyet ve uygun dinlenme olmadan aşırı antrenman yapmak seviyeleri azaltabilir.
  • Alkol de düzeyleri azaltan bir faktördür. Bu nedenle alkol tüketiminin sınırlandırılması tüketimi azaltır.

Gıdalar ve glutatyon

Bu madde kimi hayvansal besinlerde doğal olarak bulunabilirken, kimi bitkisel besinler de vücutta glutatyon üretimini artıran içeriğe sahiptir. Bunların başlıcaları şunlardır:

  • Brokoli
  • Ispanak
  • Sarımsak
  • Turp
  • Kahverengi pirinç
  • Yumurta
  • Süt ürünleri
  • Avokado
  • Brezilya fıstığı

Glutatyon destekleri

Bu takviyeler, vücuda glutatyonun direk olarak verilmesi amaçlı olarak kullanılır ve farklı formlarda ve dozlarda bulunabilir. Bunların başlıcaları şunlardır:

  1. Kapsüller
  2. Enjeksiyonlar
  3. Spreyler
  4. N-Asetil-Sistein (NAC)

Ancak, bu takviyelerin etkinliği hakkında daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.

Kullanım alanları

Glutatyon, vücudumuz için oldukça önemli bir antioksidandır. Bu nedenle, birçok sağlık sorununda kullanılabilir, ancak etkileri yeterince kanıtlanmış değildir. İşte bunlardan bazıları:

Lipozomal glutatyon

Lipozomal glutatyon, glutatyonun lipozomlar adı verilen küçük lipid kabuklarına sarılmasıyla elde edilen bir formudur. Bu sayede, bu maddenin hücrelere daha etkili bir şekilde ulaşması sağlanabilir. Bu form ağız yoluyla alınabilir veya cilt yoluyla uygulanabilir.

Bu formun biyoyararlanımı, geleneksel takviyelere göre daha yüksektir. Lipozomal glutatyon, lipit tabakaları arasında kapsülize edilmiş halde olduğu için, sindirim enzimlerinden ve bağırsak duvarından daha az etkilenir ve daha stabil kalır. Bu da, daha yüksek bir biyoyararlanım sağlar, ayrıca ağızdan alınması durumunda bile direkt olarak kana geçebilir ve hücrelerin içine taşınabilir. Bu nedenle, lipozomal glutatyonun biyoyararlanımı daha yüksektir ve vücutta daha uzun süre etkili kalabilir.

Bu formun ağızdan alındıktan sonraki yarı ömrü 2-4 saat arasındadır. Bu nedenle, uzun süreli tedavide en az günde 2 doz alınması önerilir. Bu takviyeler genellikle günde 500-1000 mg arasında bir dozajla kullanılabilir, ancak kullanım amacına göre bu miktar değişebilir. Örneğin, ağır metal birikimi olan kişiler, daha yüksek dozlara ihtiyaç duyabilirler.

İntravenöz glutatyon

İntravenöz glutatyon, glutatyonun damar yolundan (intravenöz yolla) verilmesi işlemidir. Bu şekilde, bu madde doğrudan kana karışarak hücrelere daha hızlı bir şekilde ulaşabilir.

Bu form, diğer formlardan daha hızlı bir etki gösterir. Bu nedenle, birçok sağlık sorununda intravenöz glutatyon kullanımı tercih edilir. Örneğin, kanser tedavisi sırasında kemoterapiye bağlı yan etkileri azaltmak için, kronik yorgunluk sendromu, fibromiyalji, inflamatuar bağırsak hastalığı, romatoid artrit gibi hastalıkların tedavisinde kullanılabilir.

Bu takviye genellikle haftada bir 600- 1200 mg dozlarında IV perfüzyon şeklinde uygulanır, ancak kemoterapi sonrası ve ağır metal toksisitesi gibi kimi durumlarda doz 4000 mg’a kadar çıkabilir. Bu maddenin yarı ömrü, vücuda verildikten sonra birkaç dakika ile birkaç saat arasında değişebilir. Ancak, bu uygulama mutlaka doktor gözetiminde ve uzman sağlık personeli tarafından yapılmalıdır.

Glutatyon ve ağır metaller

Ağır metaller, çevresel faktörlerden kaynaklanan toksinler arasındadır ve vücuda zarar verebilirler. Glutatyon ağır metal zehirlenmesinin önlenmesinde ve tedavisinde kullanılabilir. Bu madde, ağır metallerin hücrelere girişini önleyebilir ve ayrıca hücrelerde birikmiş ağır metallerin atılmasına yardımcı olabilir.

Bu takviyeler ağır metal maruziyeti riski yüksek olan kişilerde de kullanılabilir. Özellikle endüstriyel işçiler, maden işçileri, tarım işçileri gibi risk altındaki meslek gruplarındaki kişilerde bu takviyeler ağır metal zehirlenmesi riskini azaltabilir. Ancak, ağır metal zehirlenmesi durumunda, glutatyon takviyeleri tek başına yeterli bir tedavi yöntemi değildir.

Yan etkiler

Glutatyon, genellikle güvenli bir takviyedir ve yan etkileri nadirdir. Bu yan etkilerin başlıcaları şunlardır:

  • Baş ağrısı
  • Baş dönmesi
  • Mide bulantısı
  • Kusma
  • İshal
  • Alerjik reaksiyonlar (cilt döküntüsü, kaşıntı, nefes darlığı, hırıltılı solunum)

Diğer taraftan, bu maddeyi kullanmanın gebelik ve süt verme dönemlerindeki güvenilirliği bilinmemektedir. Bu nedenle, gebelerin ve süt veren annelerin kullanmaması daha uygun olur.

Bu takviye belirli ilaçlarla etkileşime girebilirler. Bunların başlıcaları aşağıdadır:

  1. Kemoterapi ilaçları
  2. Asetaminofen (parasetamol)
  3. Nonsteroidal anti-enflamatuar ilaçlar
  4. Antidepresanlar
  5. İmmünsupresanlar

Kimi besin destekleri de vücutta glutatyon etkinliğini arttırırlar. Bunların başlıcaları aşağıdadır:

  1. N-asetilsistein (NAC)
  2. C vitamini
  3. E vitamini
  4. Selenyum
  5. Alfa-lipoik asit.
  6. Devedikeni (milk thistle)

Glutatyon kullanmadan önce doktor görüsü almak ihmal edilmemelidir.

Unutulmaması gereken nokta, gıda takviyelerinin ilaçlarla aynı düzenlemelere tabi olmadığıdır. Bunlar gıda olarak kabul edilir ve güvenilirlik veya etkinlikleri yetkili makamlar tarafından sorgulanmaz.

Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.

Randevu alın