Sumak

Sumak

Paylaşın!

Sumak, Akdeniz ve Orta Doğu mutfaklarında sıklıkla kullanılan, ayrıca geleneksel tıpta da eskiden beri yeri olan popüler bir baharattır.

Sumak, Anacardiaceae olarak bilinen bir bitki ailesine ait bir çiçekli çalı çeşididir. Bilimsel adı Rhus coriaria’dır. Bu ailenin diğer yaygın üyeleri arasında kaju ve mango bitkileri de bulunur. Subtropikal ve ılıman iklimleri seven bu bitki Akdeniz, Asya ve Afrika’nın çeşitli bölgeleri de dahil olmak üzere dünyanın her yerinde yetişir. Hepsi Rhus cinsine ait olan 200’den fazla farklı türü vardır. Ancak, Rhus coriaria – veya Suriye sumağı – mutfak kullanımı ve bitkisel ilaç için en sık yetiştirilen çeşittir.

Sumak, ürettiği parlak kırmızı, bezelye büyüklüğündeki meyvelerin büyük, yoğun kümeleri ile bilinir. Taze meyveler çay yapmak için demlenebilir, ancak daha çok bitkisel bir takviye veya baharat olarak kullanılmak için kurutlarak öğütülür.

Sumak baharatı zehirli sumak ile karıştırılmamalıdır. Zehirli sumak akraba olsa da, belirgin bir şekilde farklıdır. Zehirli sumak beyaz renkli meyveler üretir ve zehirli sarmaşık veya zehirli meşeye benzer alerjik reaksiyonlara neden olabilir.

Önemli besinler içerir: Sumağın tam besin profili büyük ölçüde bilinmemektedir, ancak bazı araştırmalar bir dizi faydalı besin içerdiğini göstermektedir. Bunlar arasında lif, sağlıklı yağlar ve bazı temel vitaminler bulunmaktadır. 2014 yılında yapılan bir analiz, kurutulmuş sumağın besin olarak yaklaşık %71 karbonhidrat, %19 yağ ve %5 proteinden oluştuğunu ortaya koymuştur. Sumaktaki yağın çoğunluğu oleik asit ve linoleik asit olarak bilinen iki özel yağ türünden gelir. Oleik asit, genellikle kalp sağlığı ile ilişkilendirilen bir tür tekli doymamış yağdır ve zeytinyağı ve avokado yağında da bulunur. Linoleik asit ise, sağlıklı cilt ve hücre zarlarının korunmasında rol oynayan bir tür temel çoklu doymamış yağdır. Meyvenin %14’ünden fazlası besin liflerinden oluşur. Bu bitkinin kesin mikro besin içeriği hakkında çok az veri vardır, ancak bazı araştırmalar C, B6, B1 ve B2 vitaminleri de dahil olmak üzere en azından eser miktarda birkaç temel besin içerdiğini göstermektedir.

Antioksidanlar açısından zengindir: Sumak, tanenler, antosiyaninler ve flavonoidler de dahil olmak üzere güçlü antioksidan aktiviteye sahip çok çeşitli kimyasal bileşikler içerir. Gıdalardaki antioksidanların enflamasyonu azaltmada rol oynayabileceğine dair kanıtlar da vardır ve kalp hastalığı ve kanser gibi iltihaplı hastalıkların önlenmesine yardımcı olabilirler.

Kan şekerini dengeleyebilir: Bazı araştırmalar sumağın tip 2 diyabetli kişilerde kan şekerini yönetmek için etkili bir araç olabileceğini düşündürmektedir. Diyabetli 41 kişi üzerinde 2014 yılında yapılan bir çalışmada, günlük 3 gram sumak dozu ile ortalama kan şekeri ve antioksidan seviyeleri önemli ölçüde iyileşmiştir. Benzer bir başka çalışmada, diyabetli 41 kişilik bir grupta 3 ay boyunca her gün 3 gram sumak tozu almaları istenmiş ve sonuçta dolaşımdaki insülin %25 azalmış, bu da insülin hassasiyetinin artmış olabileceğini düşündürmüştür.

Kas ağrılarını hafifletebilir: 2016 yılında yapılan bir çalışmada, egzersize bağlı kas ağrısının önemli ölçüde azaldığı saptanmıştır. Sumak grubu ayrıca dolaşımdaki antioksidan seviyelerinde de önemli artışlar yaşamıştır. Çalışmanın yazarları, bunun gözlenen ağrı rahatlamasına neden olmuş olabileceğini öne sürmüşlerdir.

Bu baharatın önemli bir yan etkisi bildirilmemiştir. Ancak, kaju fıstığı ve mango ile akraba olduğu için, bu gıdalara alerjisi olan kişiler dikkatli olmalıdır.

Sumak kan şekerini düşürebileceğinden, kan şekerini düşüren ilaçları kullananlara tavsiye edilmez.

Sumak, yemeklerde veya bitkisel ilaç olarak kullanılabilen kendine özgü bir baharattır ve zengin bir kırmızı rengi, narenciye benzeri bir kokusu ve limon suyuna benzer belirgin bir ekşi tadı vardır. Kurutulup öğütüldüğünde, kaba, taneli bir dokuya sahiptir ve ızgara et ve sebzeler, tahıllar, unlu mamuller ve tatlılar dahil olmak üzere birçok yemeğe asitlik, parlaklık ve renk katmak için kullanılır.

Veri eksikliği nedeniyle, sumağı tıbbi olarak kullanmak için açıkça belirlenmiş bir doz yoktur. Bununla birlikte, klinik araştırmalar günde 3 grama kadar olan dozların güvenli olduğunu göstermiştir.

Randevu alın