Tip 1 diyabet

Tip 1 diyabet

Paylaşın!

Tip 1 diyabet, bağışıklık sisteminin pankreastaki insülin üreten hücreleri yok etmesi sonucunda oluşan bir diyabet türüdür.

Pankreasta insülin üreten hücrelere beta hücreleri denir. Bu hücreler bağışıklık sisteminin saldırması sonucunda ölürler ve vücutta insülinin mutlak eksikliği ortaya çıkar. Bu durum genellikle çocuklarda ve gençlerde görülür.

Pankreastaki beta hücreleri bağışıklık sistemi tarafından değil de pankreastaki bir hastalık veya yaralanma gibi bir olay sonucunda ortadan kalkarsa, tip 1 diyabete eşdeğer bir durum ortaya çıkar ve buna ikincil tip 1 diyabet adı verilir.

Bunların her ikisi de vücudun insüline gerektiği şekilde yanıt vermediği tip 2 diyabetten farklıdır.

Belirtiler genellikle hafiftir, ancak şiddetli hale gelebilirler. Bunlar şunları içerir:

  • Aşırı susuzluk
  • Artan açlık (özellikle yemek yedikten sonra)
  • Ağız kuruluğu
  • Mide rahatsızlığı ve kusma
  • Sık idrara çıkma
  • Yemek yemeye ve aç hissetmeye rağmen açıklanamayan kilo kaybı
  • Yorgunluk
  • Bulanık görme
  • Derin ve sık nefes alma (Kussmaul solunumu)
  • Ciltte, idrar yollarında veya vajinada sık görülen enfeksiyonlar
  • Ruh hali değişiklikleri
  • Geceleri yatak ıslatmayan bir çocukta yatak ıslatmanın başlaması

Tip 1 diyabette acil durum belirtileri ise şunlardır:

  • Titreme ve kafa karışıklığı
  • Hızlı ve derin nefes alma
  • Nefeste aseton kokusu
  • Karın ağrısı
  • Bilinç kaybı (nadir)

İnsülin, şekerin veya glikozun vücudun dokularına taşınmasına yardımcı olan bir hormondur. Hücreler bunu yakıt olarak kullanır.

Tip 1 diyabetin beta hücrelerine verdiği hasar bu süreci sekteye uğratır. Glikoz hücrelere taşınmaz çünkü insülin bu işi yapmak için orada değildir. Bunun yerine kanda birikir ve hücreler aç kalır. Bu da yüksek kan şekerine neden olur:

  • Susuzluk: Kanda şeker yükselince böbreklerden atılır. Şekerin atılması sırasında vücut çok miktarda suyu da şekerle birlikte atar. İdrarla birlikte atılanbüyük miktarda su nedeniyle susuzluk ortaya çıkar.dışarı çıkar ve vücudun susuz kalmasına neden olur.
  • Kilo kaybı: İşediğinizde dışarı çıkan glikoz beraberinde kalori de götürür. Bu yüzden kan şekeri yüksek olan birçok insan kilo kaybeder.
  • Diyabetik ketoasidoz (DKA): Vücut yakıt için yeterli glikoz alamazsa, bunun yerine yağ hücrelerini parçalar. Bu da keton adı verilen kimyasalları oluşturur. Karaciğer yardımcı olmak için depoladığı şekeri serbest bırakır. Ancak vücut insülin olmadan bunu kullanamaz, bu nedenle asidik ketonlarla birlikte kanda birikir. Bu ekstra glikoz, dehidrasyon ve asit birikimi karışımı ketoasidoz olarak bilinir ve hemen tedavi edilmezse hayatı tehdit edebilir.
  • Vücuda zarar verir: Zamanla, kandaki yüksek glikoz seviyeleri gözlerde, böbreklerde ve kalpteki sinirlere ve küçük kan damarlarına zarar verebilir. Ayrıca kalp krizi ve felçlere yol açabilen sertleşmiş arterlere veya ateroskleroza yakalanma olasılığını artırabilir.

Tip 1 diyabeti önlemenin bir yolu yok ve nedenleri bilinmiyor. Ancak genlerin bir rol oynadığı biliniyor. Ayrıca, virüs enfeksiyonları gibi olaylar da tetikleyici olabiliyor.

Tip 1 diyabet, Graves hastalığı veya vitiligo gibi diğer otoimmün hastalıklarla birlikte ortaya çıkabilir

Diyabetli kişilerin yalnızca yaklaşık %5’inde tip 1 diyabet bulunur. Erkekler ve kadınlar eşit derecede etkilenir. Aşağıdaki durumlarda bu hastalığa yakalanma riski daha yüksektir:

  • 20 yaşından küçük olanlar
  • Beyaz ırk
  • Tip 1’li bir ebeveyne veya kardeşe sahip olmak

Tip 1 diyabet tanısı kan şekeri düzeyleri ve gerekirse kanda ve idrarda yapılacak diğer testlerle konur.

Tip 1 diyabeti olan kişiler uzun ve sağlıklı bir yaşam sürebilirler. Tüm yapılması gereken, kan şekeri seviyesini yakından takip etmek ve normalde tutmaktır.

Bu hastaların vücudunda hiç insülin üretilmediği için, temel tedavi insülin enjeksiyonlarıdır. Yapılacak olan insülintipleri, dozları ve miktarları doktor tarafından ayarlanır. Ayrıca, diyet ve diğer yaşam tarzı faktörlerinin büyük önemi vardır.

Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.

Randevu alın