Prediyabet, kan şekeri seviyelerinin normalden yüksek olduğu, ancak diyabet olarak sınıflandırılacak kadar yüksek olmadığı durumdur.
Amerika Birleşik Devletleri’nde 88 milyon yetişkinin prediyabetik olduğu ve bunların %84’ünün bu durumdan haberinin bile olmadığı tahmin edilmektedir. Tedavi edilmezse prediyabet tip 2 diyabete dönüşebilir, ancak bu durum tersine çevrilerek diyabet gelişimi önlenebilir.
Normal koşullar altında açlık kan şekeri 100 mg/dl altında, hemoglobin A1c değeri % 5.7 altında ve yemekten (veya glikoz yüklemesinden) sonraki 2. saat kan şekeri de 140 mg/dl altında bulunur. Kan şeker ölçütlerinin diyabet açısından değerlendirilmesi aşağıdaki şekilde gösterilmiştir.
Ölçütler normal olsa bile kan şekerinde hızlı düşüşler ve yükselmeler görülebilir ve bu durum kimi belirtilere yol açabilir. Bu duruma “kan şekeri dengesizliği” adı verilir.
Bu durumun nedeni, yemekten sonra hızlı yükselen kan şekerinin aşırı insülin salınımını tetiklemesi, bunun sonrasında da hızlı kan şekeri düşüşünün ortaya çıkmasıdır. Kan şekerindeki hızlı düşüş dengeleyici mekanizmaları harekete geçirerek kan şekerinin yeniden yükselmesine yol açar ve bu durum bir kısır döngü halinde sürer gider.
Bu durumun başlıca nedeni insülin direncidir.
İnsülin direnci, vücuttaki hücrelerde bulunan insülin reseptörlerinin insüline direnç kazanarak hücrenin içine glikoz girmesini önlemesi anlamını taşır. Bu durum ön planda kas, yağ ve karaciğer hücreleri için geçerlidir, ancak diğer hücreleri de etkiler.
Hücrelerin insüline olan cevabının azalması başlıca birkaç sonuç yaratır:
- Hücreye yeterli glikoz giremediği için hücre kendisine gereken enerjiyi yeterince üretemez ve bunun sonucunda hücrenin kimi fonksiyonlarında aksamalar olabilir.
- Glikoz hücreye giremediği için kanda yüksek kalır.
- Kandaki glikozun yüksek kalması insülin salgılanmasını daha fazla uyarır.
- Artan insülin salgınlanması sonucunda karaciğer dokusuna gereğinden fazla giren glikoz yağa çevrilir ve karaciğer yağlanmasına yol açar.
- Aynı şekilde, artan insülin salgınlanması sonucunda yağ dokusuna gereğinden fazla giren glikoz yağa çevrilir ve kilo almaya ve şişmanlamaya yol açar.
- Sonuçta insülin direnci sendromu şişmanlık, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve tip 2 diyabetten oluşan bir grup problemin nedeni olur. Bu duruma metabolik sendrom da denir.
İnsülin direnci nedeniyle pankreas fazla insülin salgılar. Bu durum, aşırı insülin salgılama uyarısı ve tip 2 diyabete ailevi yatkınlık gibi nedenlerin etkisiyle bir zaman sonra pankreasın yetersiz kalması sonucunu getirir. Bunun sonucunda kan şekeri yükselmeye başlar.
İnsülin etkisinin azalması sonucu kan şekerinin yükselmeye başlaması genellikle iki şekilde olur:
- Bazal, yani açlıkta olan insülin salgısı yetersiz kalır ve açlık kan şekeri 100-125 mg/dl arasında kalır, ancak glikoz tolerans testi sonrasındaki 2. saatte şeker düzeyi 140 mg/dl altındadır. Bu duruma bozulmuş açlık glikozu adı verilir.
- Bazal, yani açlıkta olan insulin salgısı normaldir ve bunun sonucunda açık kan şekeri normal bulunur, ancak glikoz tolerans testinin 2. saatinde ölçülen kan şekeri 140- 199 mg/dl arasındadır. Bu duruma bozulmuş glikoz toleransı adı verilir.
İnsülin direncinden diyabete giden yolda bir kişide bu durumlara ayrı ayrı rastlanabildiği gibi, aynı kişide ikisi birden de bulunabilir. Bu durum sözkonusu kişinin gerek genetik özellikleri, gerekse yaşam tarzı yapısına göre değişir. Ancak, bu durumların ikisi de prediyabet olarak nitelendirilir.
Aşağıdaki durumlar söz konusu olduğunda ise o kişinin artık diyabetik olduğuna karar verilir.
- Açlık kan şekeri 126 mg/dl veya üzeri
- Oral glikoz tolerans testinin 2. saatinde ölçülen kan şekeri 200 mg/dl veya üzeri
- Hemoglobin A1c (HbA1c) değeri %6.5 veya üzeri
Prediyabetin genellikle fark edilebilir bir belirtisi yoktur, bu nedenle varlığını anlamanın tek yolu kan testidir. Ancak prediyabeti olan bazı kişilerde susuzluk veya açlık hissinde artış, sık idrara çıkma ve bulanık görme gibi belirtiler görülebilir.
Aşırı kilolu veya obez olmak, ailede diyabet öyküsü bulunması, hipertansiyonlu olmak ve hareketsiz bir yaşam sürmek gibi prediyabet geliştirme riskini artıran çeşitli faktörler vardır. Afrika kökenliler, Hispanik/Latin Amerikalılar, Amerikan yerlileri ve bazı Asyalıların prediyabet geliştirme olasılığı beyazlara göre daha yüksek olduğundan etnik köken de bir rol oynar.
İyi haber şu ki, prediyabet yaşam tarzı değişiklikleri ile tersine çevrilebilir. Yapılabilecek olanlar aşağıdadır:
- Kilo vermek
- Sağlıklı beslenmek
- Düzenli egzersiz
- Sigarayı bırakmak
- Yeterince uyumak
Prediyabet teşhisi konduysa, kan şekeri seviyesini yönetmek ve tip 2 diyabetin başlamasını önlemek veya geciktirmek için bir plan geliştirmek üzere doktorla birlikte çalışmak gerekir. Bu plan, metformin gibi ilaçların yanı sıra düzenli kan şekeri takibi ve yaşam tarzı değişikliklerini de içerebilir.
Sonuç olarak, prediyabet milyonlarcakişiyi etkileyen ve büyük çoğunluğunun bundan haberinin bile olmadığı bir durumdur. Bu durum aksiyon alarak gerekenler yapıldığında tersine çevrilebilir ve diyabet gelişimi önlenebilir. Sağlıklı yaşam tarzı seçimleri yapılarak ve doktorla birlikte çalışarak tip 2 diyabet geliştirme riski azaltılabilir.
Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.