Ketojenik diyet ve kalp krizi

Ketojenik diyet ve kalp krizi

Paylaşın!
Okuma süresi: 2 dakika

Ketojenik diyet ve kalp krizi riski arasındaki bir ilişki olabileceği yönündeki şüpheler yeni yayınlanan bir araştırmayla farklı bir boyut kazandı.

Ketojenik diyet, kilo kaybı hedefleyen bireyler için alternatif bir diyet planı olarak son yıllarda giderek daha sık şekilde karşımıza çıkıyor. Bu beslenme tarzının metabolizma hızını arttırma ve iştahta azalma ile kilo kaybını desteklediği düşünülüyor.

Ketojenik diyet, sağlıklı yağlardan zengin, yeterli miktarda protein ve oldukça az miktarda karbonhidrat sağlayan gıdaları içeren bir beslenme planıdır. Günlük enerji gereksiniminin büyük bölümü yağlardan karşılanır.

Buna karşılık, American College of Cardiology’nin yıllık bilimsel oturumunda sunulan yeni bir araştırmanın sonuçlarına göre karbonhidrattan fakir ve yağ içeriği yüksek ketojenik diyet uygulayanlarda göğüs ağrısı (angina), koroner girişim, kalp krizi ve inme gibi kalp ve damar sorunlarının riskinin iki kattan fazla artabiliyor. Bunun nedeninin, bu diyetin kolesterol metabolizmasını kötü etkilemesi ve LDL (kötü) kolesterol düzeylerinin artması olduğu öne sürülüyor.

Ketojenik diyet her ne kadar kilo kaybı sağlamak konusunda başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlasa da; kolesterol düzeylerinin yakından izlenmesi ve yüksek kolesterol ile mücadele edilmesi büyük önem taşıyor.

Çalışma İngiltere’de 70 000 kişilik bir grupta gerçekleştirilen 24 saatlik diyet anketi ile gerçekleştirildi. Henüz hakem incelemesinden geçerek yayınlanmadığı için ön sonuç olarak kabul edilen bu sonuçların elde edilmesi için ayrıca bu kişilerin kan örneklerinde kolesterol düzeyleri de analiz edildi.

Bu çalışma grubundan 305 katılımcı ketojenik diyet kriterlerine uyan düşük karbonhidratlı ve yağ içeriği yüksek diyet uygulamaktaydı. Bu kişiler günlük kalorilerinin yüzde 45’inden fazlasını yağdan ve yüzde 25’ten daha azını karbonhidrattan almaktaydı. Bu kişiler günlük kalorilerinin yüzde 50’sinden biraz fazlasını karbonhidratlardan ve yaklaşık yüzde 31’ini yağdan oluşan standart bir diyet uygulayan 1.220 kişiyle eşleştirildi. Her iki grubun da (keto ve standart) yaklaşık dörtte üçü kadındı ve ortalama yaş 54’tü.

Ortalama yaklaşık 12 yıllık takipten sonra, ketojenik diyet benzeri beslenme düzeni uygulayanlarda göğüs ağrısı (angina), koroner girişim, kalp krizi ve inme gibi kalp ve damar sorunlarının riski iki kattan fazla artmış bulundu. Kalp damar hastalığına bağlı olaylar düşük karbonhidratlı, yüksek yağlı grupta % 9,8, standart diyette ise % 4,3 oranında saptandı.

Ketojenik diyet benzeri beslenme düzeni uygulayanlarda LDL kolesterol ve apolipoprotein B (apoB) diğer gruba oranla anlamlı olarak daha yüksekti. Standart diyet grubundaki kişilerin %5 kadarında yüksek kolesterole rastlanırken, keto grubunda yüksel koleterole sahip kişilerin oranı % 10 olarak bulundu.

Bu durumun nedeninin muhtemelen, hayvansal ürünlerden elde edilen doymuş yağların büyük ölçüde tüketildiği diyet, sonucu kolesterol düzeylerinin yükselmesi olduğu düşünülüyor. Ketojenik diyetteki düşük lif içeriği de kolesterolün yükselmesine katkıda bulunabiliyor.

Bu bulgular öncü bir anket çalışmasının ön sonuçlarına dayansa da, kalp ve damar olayları açısından dikkat çekici olarak değerlendiriliyor. Ketojenik diyet ve kalp krizi riski bağlantısında fazla doymuş yağ ve düşük lif alımı muhtemelen en önemli rolü oynuyor.

Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.

Randevu alın