Ketojenik diyet

Ketojenik diyet

Paylaşın!

Sağlıklı beslenme ve yaşam tarzının yaygınlaşmasıyla birlikte ketojenik diyet de yaygınlaşan diyet protokolleri arasında bulunuyor. Hatta bu nedenle, son birkaç yıldır 5 Ocak “Keto Günü” olarak ilan edilmiş durumda.

Ketojenik diyet, kilo kaybı hedefleyen bireyler için alternatif bir diyet planı olarak son yıllarda giderek daha sık şekilde karşımıza çıkmaktadır. Bu beslenme tarzının metabolizma hızını arttırma ve iştahta azalma ile kilo kaybını desteklediği düşünülmektedir.

Ketojenik diyet, sağlıklı yağlardan zengin, yeterli miktarda protein ve oldukça az miktarda karbonhidrat sağlayan gıdaları içeren bir beslenme planıdır. Günlük enerji gereksiniminin büyük bölümü yağlardan karşılanır.

Ketojenik diyet gıda piramidi

Ketojenik diyet, vücutta glukoz rezervlerinin kullanılmasını ve enerji için yağların parçalanmasını sağlayarak rol oynar. Vücutta yağların enerji için kullanılması “keton” adı verilen moleküllerin üretimi ve ağırlık kaybıyla sonuçlanır. Ancak bu uygulamanın sağlık faydaları ve riskleriyle ilgili bilimsel kanıtlar sınırlıdır.

Bu diyetin etki mekanizmalarından biri açlığı uyaran hormonları azaltmasıdır. Bu sayede günlük tüketilen besin miktarı sınırlandırılabilir. Aynı zamanda yağ oranı yüksek bir diyet olması sebebiyle tokluğu arttırır. Ancak diyetin yan etkileri ve içeriği ele alındığında uzun vadede sürdürülebilir bir beslenme modeli olarak karşımıza çıkmamaktadır.

Ketojenik diyet, klinik olarak özellikle epilepsi hastalarının beslenme tedavisi olarak kullanılmaktadır. Epilepsi hastalarında, diğer tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen bireylerde bu diyetle nöbet sıklığının azalması sağlanabilmektedir. Ancak yapılan çalışmalar, bu diyetin genellikle çocuklar üzerinde etkili olduğu göstermektedir.

Polikistik Over Sendromu, kadınlarda hormonal dengesizlik ve overlerde kist ile seyreden bir hastalıktır. Yüksek karbonhidratlı beslenme bu hastalarda ağırlık artışı ve cilt problemlerine yol açabilmektedir. Ketojenik diyet uygulamasının, polikistik over sendromu olan kadınlarda hormon ve insülin dengesi ile kilo kaybı üzerine etkili olabileceği bazı çalışmalarla desteklenmektedir. Ancak çalışmalar, genel bir tedavi olarak ketojenik diyet uygulaması için çelişkili veriler ortaya koymaktadır.

Yüksek kan kolesterol düzeyleri kardiyovasküler hastalıklar için zemin hazırlar. Sağlıklı ve bitkisel yağlardan zengin şekilde oluşturulduğunda ketojenik diyet, kan kolesterol düzeyini azaltarak kalp sağlığını destekleyebilir. Bir derlemede, ketojenik diyet uygulayan bireylerde toplam kolesterol, LDL ve trigliseritlerde azalma ve HDL’ de artış gözlemlenmiştir. Ancak diyetin sağlıklı, besleyici ve dengeli olması burada önem taşır.

Ketojenik diyet, vücuttaki su ve mineral dengesini değiştirebilir. Bu nedenle, ketojenik diyetin doktor kontrolünde yapılması gerekmektedir. Bu diyet genellikle, kalori kısıtlaması olmaksızın uygulanması kilo kaybını sağlar. Bu sebepten, başlangıçta kalori kısıtlamadan uygulanması önerilmektedir.

Birçok kişi için güvenli olsa da ketojenik diyet genellikle başlangıçta bazı yan etkilere neden olabilir. Bunun sebebi kanda yüksek seyreden ketonlardır. Sıklıkla görülen yan etkiler, ingilizcede “keto flu” olarak geçer ve ishal, kabızlık ve kusmayla seyreder. Diğer daha az yaygın semptomlar ise şunlardır:

  • Azalan enerji ve zihinsel işlev
  • Artan açlık
  • Uyku bozuklukları
  • Mide bulantısı
  • Sindirim rahatsızlıkları
  • Egzersiz performansında azalma

Uzun vadede oluşabilecek yan etkiler ise şunlardır:

Yan etkileri azaltmak için ilk olarak birkaç hafta tüketilen karbonhidratlar kademeli olarak azaltılabilir.

İlaç kullanımı olan bireyler bu diyetin uygulanmasında dikkatli olmalı ve doktora danışmalıdır.

Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.

Yazar: <br>Dyt. Şevval Eda KÖSE
Yazar:
Dyt. Şevval Eda KÖSE

27 Temmuz 1997’ de Manisa’ da doğdum. Lise öğrenimimi İstanbul Üsküdar Lisesi’ nde
tamamladıktan sonra, Acıbadem Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun oldum ve sonrasında Haliç Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünde yüksek lisansımı tamamladım.
Mezun olduğum dönemden bu yana kilo yönetimi, hastalıklarda beslenme, anne-çocuk beslenmesi, sporcu beslenmesi alanlarında danışmanlık sağladım. Sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmenin yaşam kalitesi ve hastalıklara olan etkisi tartışılamaz bir gerçek. İnsan sağlığına dokunabilmek ve farklı yolculuklara eşlik etmek mesleğimin en sevdiğim yönü. İletişime, etik çalışmaya özen gösteren kişiliğimle işimi severek yapmaktayım.

Randevu alın