Oksijen ve sağlık

Oksijen ve sağlık

Paylaşın!

Yaşamı sürdürmek için gerekli beş elementten biri ve muhtemelen en önemlisi olan oksijen ve sağlık arasındaki ilişki büyük önem taşır.

Oksijen 150 yılı aşkın bir süredir hasta ve yaralıların tedavisinde; kemik enfeksiyonları, yaralar, karbonmonoksit zehirlenmesi ve dekompresyon hastalığı gibi tıbbi sorunların tedavisinde kullanılmaktadır. Tıp ve spor alanlarında son zamanlarda oksijen seviyelerini artırmanın değerine ve elde edilebilecek faydalara daha fazla dikkat çekilmektedir.

Kandaki hemoglobin tarafından emilen ve vücuttaki her hücreye aktarılan oksijen, yaşayan her hücreye yaşam ve enerji sağlar. Kötü beslenme alışkanlıkları, içki, kirlilik, toksinler, ilaçlar veya egzersiz eksikliği vücuda zarar verirse, hücreler hayati oksijenden mahrum kalır ve bağışıklık sistemi zayıflayabilir. Düşük oksijen seviyeleri istenmeyen bir durumdur çünkü vücudun hücre metabolizmasını etkiler ve hatta vücudun uygunsuz kimyasallar üretmesine ve/veya çeşitli sağlık sorunlarına yol açmasına neden olabilir. Oksijen eksikliği hastalık, zayıf canlılık, zayıf dayanıklılık, yorgunluk ve genel olarak zayıf bir eğilimle sonuçlanır. Normal seviyedeki oksijen rezervleri zaman içinde aşağıdakiler de dahil olmak üzere bir dizi faktör tarafından tüketilebilir:

  • Toksik Stres: zehirli kimyasallar ve hava kirliliği, her ikisi de şehirlerimizde daha yaygın hale gelmektedir; artan antibiyotik kullanımı da buna dahildir.
  • Duygusal Stres: daha fazla oksijen kullanan adrenalin ve benzeri hormonlar üretir.
  • Fiziksel Travma: vücuttaki birçok hücre ve dokuya giden dolaşımı ve oksijen tedarikini azaltır.
  • Enfeksiyonlar: bakteri, mantar ve virüslerle savaşmak için oksijen depolarını tüketir; sık ilaç kullanımı da hücresel düzeyde oksijen kaynaklarını büyük ölçüde azaltır.

Bugün, tanınmış otoriteler çoğu hastalığın, özellikle de candida albicans gibi maya veya mantar enfeksiyonlarının, vücuttaki oksijensiz ortamlarda daha sık ortaya çıktığını vurgulamaktadır. Oksijen eksikliği tüm hastalık durumlarına eşlik eder ve bunların ayrılmaz bir parçasıdır. Dolayısıyla, kanda oksijen eksikliğinin gelişmesi, bağışıklık sisteminin tehlikeye girmesi ve kanser, lösemi, AIDS, nöbetler, sinir bozulması ve kandida gibi korkulan sağlık sorunlarının başlangıcı olabilir.

Oksijen eksikliği hücresel kirlenmede önemli bir rol oynar. Çünkü oksijen güçlü bir detoksifikatördür ve eksikliği durumunda toksinler vücut fonksiyonlarını tahrip etmeye ve vücuda hayat veren enerjiyi tüketmeye başlar.
Oksijen eksikliğinin ilk belirtileri arasında şunlar bulunabilir:

  • genel halsizlik
  • yorgunluk
  • dolaşım sorunları
  • mide ve sindirim sistemi sorunları
  • solunum sistemi sorunları
  • kas ağrıları
  • baş dönmesi
  • ruh hali sorunları
  • hafıza kaybı
  • mantıksız davranışlar
  • sinirlilik

Bağışıklık sistemi oksijen eksikliği nedeniyle tehlikeye girdiğinde, vücut bakteriyel, viral ve parazitik enfeksiyonlara, soğuk algınlığına ve gribe karşı daha duyarlı hale gelir. En uç noktada, oksijen yoksunluğu yaşamı tehdit eden hastalıkları tetikleyebilir.

Ünlü biyokimyacı ve 1931 Nobel Ödülü sahibi Dr. Otto Warburg, kanser hücrelerinin yüksek oksijen ortamında büyüyemeyeceğini varsaymıştır. Verdiği dersler, oksidasyon başarısız olduğunda ve bir hücrenin enerjisi için fermantasyon ikame edildiğinde, kansere giden yolun açıldığını ortaya koymuştur. Dr. Warburg, “Kanserin başlıca nedeni, vücut hücrelerinin normal oksijenli solunumunun yerini anaerobik (oksijensiz) hücre solunumunun almasıdır” demiştir. Dr. Warburg’un keşfi, oksijenin hayati önemine işaret eden pek çok keşiften yalnızca biridir.

Bilgili bilim insanları ve doktorlar metabolik bozuklukların en yaygın nedeninin oksijensiz kan olduğu konusunda hemfikirdir. Bu durum en çok ürik asit oluşumuyla fark edilir. Geniş bir alana yayılmış olan bu bedensel zehir, birçok kronik hastalığın temel nedenidir. Uzman olmayan kişiler ürik asidi bir sıvı olarak düşünür. Çözelti halindeymiş gibi görünebilir, ancak kural olarak aslında ince kristal bir tozdur. Çözünmezliği nedeniyle çok tehlikelidir. Vücudun sağlığına kavuşabilmesi için, enerjiyi yeniden canlandırmak ve toksik maddelerden arınmak üzere yeterli oksijen alma çabalarında desteklenmesi gerekir.

Oksijen, vücutta düşman bakterilere ve hastalık organizmalarına karşı koruyucu ve kollayıcı olarak çok önemli bir rol daha oynar. Oksijenin başlıca işlevlerinden biri de atık temizliğidir. Çöpler, toksinler, kalıntılar ve işe yaramayan her türlü madde oksijen tarafından yok edilir ve sistem dışına taşınır.

Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.

Randevu alın