Meme kanseri için risk faktörleri

Meme kanserinde risk faktörleri

Paylaşın!
Okuma süresi: 3 dakika

Kadınlarda en sık rastlanan kanser türü olan meme kanserinde risk faktörleri, kimlerin korunma için daha ayrıntılı taranması gerektiğini gösteriyor.

Kadınların korkulu rüyası olan meme kanserinde kimi risk faktörlerinin göz önüne alınması, taramaya ve yakın izlemeye alınması gereken kişileri belirlemek açısından büyük önem taşıyor. Bu risk faktörleri aşağıda ayrıntılarıyla belirtiliyor.

Risk faktörler üç ana gruba ayrılıyor.

  • Değiştirilemeyen risk faktörleri
    • Yaş
    • Cins
    • Irk
    • Genetik faktörler
    • Ailede meme kanseri öyküsü
    • Kişisel meme kanseri öyküsü
    • Meme kanseri dışında kanser öyküsü
    • Dens (yoğun)meme yapısı
    • Benign meme hastalıkları
    • LKİS
    • Adet düzeni
    • Boy
    • Kemik dansitesi
    • İntrauterin maruziyet
    • Preeklampsi
    • DiEtilStilbestrol(DES)
    • Toraks bölgesine RT
  • Yaşam tarzıyla ilişkili olan faktörler
    • Gebelik ve doğum öyküsü
    • Laktasyon
    • Oral Kontraseptifler (OKS)
    • Hormon Replasman Tedavisi (HRT)
    • Alkol
    • Obezite
    • Egzersiz ve fizik aktivite
    • Sosyoekonomik seviye
  • Tartışmalı risk faktörleri
    • Yağlı beslenme
    • Östrojen metabolizması
    • Abortus
    • Meme implantları
    • Sigara
    • Çevresel karsinojenler
    • Gece çalışması

Değiştirilemeyen riskler

Ailede meme kanseri öyküsü

Meme kanserinde risk faktörleri arasında ailede meme kanseri öyküsü ilk sırayı alıyor. Ailede birinci derece (anne, kız kardeş, kız evlat, baba, erkek kardeş gibi) yakınlarında meme kanseri olan kişilerde, meme kanserine yakalanma olasılığı, ailesinde meme kanseri olmayan kadınlara göre 2 kat daha fazla. Eğer bu akraba menopozdan önce meme kanserine yakalanmış ise yani genç yaştaysa, risk 3 kat artıyor; 2 memesinde birden kanser gelişmiş ise risk 9 kat artıyor.

Daha önce yapılmış meme biyopsisi sonuçları

Memede tespit edilen bir kitle ameliyatla çıkartılmış ve patolojik inceleme sonucu iyi huylu bir tümör bildirilmiş olabilir. Bazı kanser olmayan iyi huylu tümörlerin bulunması, kanser gelişme riskini değişik oranlarda artırabiliyor. Eğer biyopsi sonucu fibroadenom, fibrozis, mastitis, adenozis, apokrin metaplazi, kist, duktektazi ve skuamöz metaplazi şeklinde bildirilmiş ise meme kanseri riskinde bir artış söz konusu değil. Biyopsi sonucu hiperplazi veya papillomatozis şeklinde bildirilmiş ise risk 1.5- 2 kat artıyor.

Çıkartılan kitlenin patolojik incelemesi sonucu “atipik hiperplazi” tanısı konmuşsa (iyi huylu bir tümör), meme kanseri gelişme riski 5 kat, eğer bu kişinin ailesinde meme kanserine yakalanmış biri varsa 10 kat artıyor. Eğer “lobuler karsinoma in situ” tanısı konmuş ise, meme kanseri riski 10 kat artıyor.

Genç yaşta göğüs bölgesine ışın tedavisi

Genç yaşlarda bazı hastalıkların tedavisi için göğüs bölgesine radyoterapi uygulanabiliyor. Bu kişilerde ileri yaşlarda meme kanseri görülme sıklığı artıyor.

Doğurganlık süresi

Adet görmeye erken başlanması ve menapoza geç girilmesi bu süreyi uzatıyor. Bunun nedeni kadının daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kalması. Kadınlık hormonu olan östrojen hormonu memede kanser gelişme riskini artırıyor. 12 yaşından önce adet görmeye başlayan bir kızın ileride meme kanserine yakalanma riski daha geç dönemde adet görmeye başlayanlara göre 1.7 ile 3.4 kat arasında artıyor. Geç adet görmeye başlamak veya erken menopoza girmek ise meme kanseri riskini azaltabiliyor.

Doğurganlık öyküsü

İlk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda meme kanseri görülme oranı, 20 yaşından önce doğuranlara göre 2 kat fazla. Ergenlikle kadın memesinde başlayan değişim ve gelişim, gebelik ile tamamlanıyor. Gebelik tamamlanana kadar meme hücrelerinin genetik değişikliklere daha açık olması nedeniyle, geç gebelik hücrelerin genetik değişikliğe açık olma ve kanserojen etkenlere maruz kalma süresini artırıyor. Hiç çocuk doğurmayan kadınlarda da risk bu nedenle yükseliyor. Bütün bu bilgilere rağmen çok erken yaşta ilk çocuğunu doğuran ve daha sonra 7-8 çocuk yapan kadınlarda da meme kanseri görülebiliyor.

Sosyoekonomik düzey

Varlıklı, sosyoekonomik düzeyi yüksek olan kadınlarda meme kanseri görülme oranı daha fazla. Bu ailelerin kızları daha iyi beslendikleri için daha erken gelişiyorlar ve erken yaşta adet görmeye başlıyorlar. Buna bağlı olarak doğurganlık süresi uzuyor. Ayrıca bu çocuklar büyüdükleri zaman eğitim ve iş nedeni ile daha geç evleniyorlar ve daha geç çocuk doğuruyorlar. Bu grupta çevre kirliliğine maruz kalma oranı da daha yüksek.

Yaşam tarzı ile ilişkili riskler

Meme kanseri için yaşam tarzı ile ilgili risk faktörleri

Östrojen tedavisi ve doğum kontrol ilaçları

Menopoz nedeni ile uzun süre östrojen tedavisi (5- 10 yıldan fazla) gören kadınlarda, meme kanseri oranı artış gösteriyor.

Doğum kontrol ilaçları ile ilgili farklı görüşler olmakla birlikte hafif bir risk artışı olduğu ileri sürülmekte. Bu hapların uzun süre (5-10 yıl) kullanılmasıyla risk artıyor. Doğum kontrol hapını kullanmayı bıraktıktan on yıl sonra ise, bu risk tamamen ortadan kalkıyor.

Alkol ve sigara

Fazla alkol alan kadınlarda, risk artıyor. Günde 3 bardak yüksek dereceli alkol içen bir kadının meme kanserine yakalanma riski, hiç içmeyen kadına göre 2 kat daha fazla.

Sigara içenlerde meme kanseri görülme oranının daha fazla olduğu düşünülüyor. Evinde sigara içen anne ve babaların, küçük kızlarına ileride ciddi bir meme kanseri riskini armağan ettiklerini göz önüne almaları gerekiyor. Çünkü son yıllarda yapılan araştırmalarda pasif içicilerin de sigara içenler kadar etkilendikleri anlaşıldı.

Şişmanlık

Bazı çalışmalarda şişmanlığın, özellikle menopoz sonrası kadınlarda meme kanseri riskini artırdığı ileri sürülüyor. Kadın menopoza girdiği zaman artık yumurtalıkları çalışmıyor ve östrojen hormonu üretilmiyor. Buna karşılık yağ dokusu bir miktar östrojen hormonu üretmeye devam ediyor. Yağ dokusu ne kader fazla olursa, östrojen hormonu üretimi de o kadar fazla oluyor. Bu nedenle menopoz sonrası kadınlarda şişmanlık, meme kanseri riskini artırıyor.

Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.

Randevu alın