Hipertansiyon ve böbrek hastalığı

Hipertansiyon ve böbrek hastalığı

Paylaşın!
Okuma süresi: 2 dakika

Hipertansiyon ve böbrek hastalığı arasında iki yönlü bir ilişki vardır. Hipertansiyon en önemli kronik böbrek hastalığı nedenlerinden biridir, diğer taraftan da kronik böbrek hastalığı hipertansiyonun altındaki nedenlerden biri olabilir.

Kronik böbrek hastalığı hipertansiyonun önemli hedef organ hasarları arasındadır. Nüfusun %3’ünde kronik böbrek hastalığı bulunur ve bunların %70’inde hipertansiyon mevcuttur. Son dönem böbrek hastalığının diyabetten sonraki en sık ikinci sebebi hipertansiyondur. Tedavisiz hipertansiyonda böbrek tutulumu, kalp damar hastalıkları kökenli nedenler ve serebral nedenlerden sonra üçüncü en sık ölüm sebebidir.

Hipertansiyon ve böbrek hastalığı arasındaki ilişki iki yönlüdür. Hipertansiyon nefropatinin en önemli sebepleri arasında yer alırken, renal parenkimal ve vasküler sebebler de sekonder hipertansiyonun en sık rastlanan etiyolojisini oluşturur.

Kronik röbrek hastalığı, üç aydan daha uzun süreli böbrek fonksiyon bozukluğu veya böbrek hasarı olarak tanımlanır. Dördüncü veya beşinci dekaddan sonra her yıl 1-2 ml/dk azalan glomerüler filtrasyon hızı (GFR), kontrolsüz hipertansif hastalarda ise yılda 4-8 ml/dk’ya kadar çıkar.

Hangi düzeyde olursa olsun, böbrek fonksiyon bozukluğu kalp damar hastalıklarının prevalansını artırır ve prognozunu kötüleştirir. Kronik böbrek hastalığının derecesine bağlı olarak, kardiyovasküler risk 10 ile 200 misli artar ve son dönem böbrek hastalarının %30-45’inde ciddi kardiyovasküler komplikasyonlar bulunur.

Kronik böbrek hastalığının belirlenmesi ve takibindeki diğer önemli parametre proteinüridir (idrarda protein çıkması) (>300 mg/gün veya 200 mg/g kreatinin). Proteinüri, böbrek hasarının erken göstergesidir.

Mikroalbüminüri rutin idrar tahlilinde tayin edilemeyecek kadar az (30-299 mg/gün) albümin atılımını ifade eder ve bu hastaların yaklaşık %20’si son dönem böbrek yetersizliğine ilerler. Ayrıca, kardiyovasküler risk mikroalbüminüri varlığında %50; makroalbüminüri zemininde ise %350 artar.

Hipertansiyon ile ilişkili kronik böbrek hastalığı vasküler ve glomerüler skleroz ile karakterize ve progresif nefron kaybı ile seyreden bir süreçtir. Hipertansiyonun böbrekler üzerindeki kötüleştirici etkisi, başlıca ateroskleroz ve glomerüler basınç artışı ile meydana gelir. Ortaya çıkan glomerülopati sodyum retansiyonu ve afferent arteriolar vazokonstriksiyon sonucu iskemik hale gelen bazı nefronlardan salgılanan renin ile renin anjiyotensin sisteminin aktivasyonu hipertansiyonu ağırlaştırarak nefropatinin daha da yaygın hale gelmesine yol açar.

Nefroskleroz genellikle yıllarca süren bir kronik süreç sonucu gelişmekle birlikte, hastaların bir kısmında ortaya çıkan malign hipertansiyonun sonucu akut olarak da meydana gelebilir (malign arteriolar nefroskleroz).

Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.

Randevu alın