Covid-19 pandemisi hepimizi fazlasıyla etkiledi. Hepimizi çok etkileyen diyabet pandemisi ise çok az kişinin farkında olduğu bir sorun.
Diyabet pandemisi nedir?
Covid-19 pandemisi nedeniyle bugüne (23/02/2022) kadar dünyada 428 milyon kişi hastalandı ve 5,91 milyon kişi ise öldü. Ülkemizde hastalananların sayısı ise 13,9 milyon kişi ve bunlar arasından 93 bin kişi ise maalesef yaşamını yitirdi. Üstelik, covid-19 geçirdikten sonra pek çok kişi çeşitli sorunlar yaşayabiliyor veya mevcut sorunları ağırlaşabiliyor.
Buna karşılık, dünyada 422 milyon, Türkiye’de ise 7 milyon diyabetli kişi mevcut ve dünyada yılda 4 milyona yakın insan, yani diyabetlilerin % 1’ine yakın bir oranı diyabet nedeniyle ölüyor. Bu sayılar covid-19 pandemisi rakamları ile neredeyse başbaşa. Üstelik, covid-19 geçirenlerin büyük çoğunluğu sorunsuz iyileşirken, diyabetliler yaşamlarını bu sorunla birlikte geçirmek zorunda.
Bu nedenle, bu durumu diyabet pandemisi olarak adlandırmak yanlış olmaz. Üstelik, bu durum bitmeyen bir pandemiyi işaret ediyor.
Diyabet pandemisi boyutları
2000 yılında 151 milyon kişi olan dünyadaki diyabetli kişi sayısı, 2019 yılında 463 milyon kişiye ulaştı ve bu sayının 2045 yılında 700 milyon kişiyi bulması bekleniyor. Bunun temel nedenleri arasında dünyada yaşam süresinin ve yaşlı nüfusun artması ile sağlığın belirleyicilerinde görülen olumsuzluklar önde geliyor.
Diyabet her yaşta görülebilen bir hastalık olduğu halde, büyük çoğunluğu oluşturan tip 2 diyabet yaşla artış gösteriyor ve 50 yaş üzerinde % 15 oranını aşıyor. Bu oran 60 yaş üzerinde % 20’lere ulaşıyor, sonrasında da artmaya devam ediyor. Kadınlar ve erkekler arasında ufak farklar olmakla birlikte, oranlar birbirine yakın.
Diyabet tipleri
Başlıca diyabet tipleri aşağıda sıralanmıştır.
- Tip I diyabet: Genellikle çocuklarda ve gençlerde görülen ve insüline tam bağımlı diyabet. Pankreasın beta hücrelerinin harap olması sonucunda insülin hiç salgılanmaz ve kan şekeri yükselir.
- Tip II diyabet: Vücutta hücrelerin insüline karşı direnç göstermesi sonucunda kandaki şekerin kullanılamaması sonucu oluşan diyabet.
- Gebelik diyabeti: Gebelik sırasında ortaya çıkan ve gebeliğin sonlanmasından sonra düzelen diyabet. Bu hastaların yarıdan fazlası daha ileri yaşlarda tip II diyabetli olur.
- Diğer diyabet tipleri:
- Tip III diyabet: Doku seviyesinde diyabet- Alzheimer hastalığı
- Çifte diyabet: Tip I ve tip II diyabet birlikteliği
- Daha nadir diyabet tipleri
Tüm diyabetlilerin % 80’e yakın kısmı tip 2 diyabettir. Tip 1 diyabete % 10 civarında rastlanır. % 10 civarı bir oranda da gebelik diyabeti görülür. Tüm diğer diyabet tipleri ancak % 1 kadar az görülür.
Tip 2 diyabet gelişimi
Diyabet de, tıpkı tüm kronik hastalıklar gibi genetik altyapı ile çevresel faktörlerin bileşiminden oluşur.
Bu çerçevede, genetik zemin üzerine eklenen çeşitli risk faktörleri hastalığın gelişimini yönlendirir. Uzunca bir süre sessiz seyreden hastalık, belli bir birikim sonrasında klinik olarak ortaya çıkarak farkedilir. Hastalığın klinik yönetimi ve tedavisi ancak bu aşamadan sonra başlar. Hastalık, bir noktadan sonra bir akut olay ile (örneğin kalp krizi veya inme gibi) veya taramalar sırasında farkedilebilir. Ama, asıl önemli olan, risk faktörleri ve sağlığın diğer belirleyicileri ile hastalığın ortaya çıkışından önce mücadeleye başlayıp da sorunun başlangıcını olabildiğince ötelemeyi başarmaktır.
Bu kapsamda diyabet kan şekeri dengesizliği ve insülin direnci ile başlayıp, sonrasında bozulmuş glikoz toleransı ile devam eden bir olaydır. Üstelik, diyabetle ilişkili diğer sorunlar daha insülin direnci aşamasından önce gelişmeye başlar.
Sonuç
Tüm bu nedenler diyabet pandemisi altyapısını açıkladığı gibi, riski azaltmanın da anahatlarını vermektedir. Diyabet pandemisi demek aynı zamanda hipertansiyon pandemisi, karaciğer yağlanması pandemisi, koroner kalp hastalığı pandemisi, inme pandemisi, kronik böbrek yetersizliği pandemisi demektir.
Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.