Merhamet yorgunluğu, acı çeken diğerlerine karşı uzun süreli şefkatli ve yardımsever olma taleplerinin bir sonucu olarak ortaya çıkan fiziksel ve zihinsel yorgunluk ve empati kaybına verilen isim.
Zor günlerden geçiyoruz. Deprem, seller, kuraklık, ekonomik kriz, sosyal sorunlar ve benzerleri hepimizi etkiliyor. Bu sorunlar bizi doğrudan etkilemese de, sunuçlarına hepimiz maruz kalıyoruz, üstelik doğrudan etkilenenlere karşı hissettiğimiz sorumluluğu nasıl yerine getireceğimizi de bilmiyoruz.
Görünürde somut bir neden olmadan yorgunluk, kaygı, öfke, depresyon ve umutsuzluk gibi pek çok duyguyu yaşayan, hatta bunların birkaç tanesini bir arada yaşayan insanları muhtemelen tanıyorsunuz, hatta belki bunlardan biri de sizsiniz. Bunun nedeenlerinden biri de merhamet yorgunluğu.
Normalde birisinin bakımından sorumlu kişilerde (hemşireler, doktorlar, bakıcılar gibi) görülen bu durum dolaylı travma sonucunda da sıklıkla görülmeye başladı. Bunun temel nedeni ise iletişimin çok hızlanması ve bulunduğumuz yerden çok uzaktaki felaketlerden anında haber alma olanağımızın olması. Üstelik, basının rating, sosyal medyanın etkileşim kaygısı bu haber ve görüntüleri her an gözümüze sokuyor.
Merhamet yorgunluğu kavramı
Türk Dil Kurumu merhamet kelimesini “Bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma” olarak anlamlandırmış. Yani, merhametin içerisinde acıma var. Hatta İngilizce çevirisi “compassion” kelimesinin kökeni Latince “com” (ile) ve “patior” (acı çekmek) sözcüklerinin bir araya gelmesiyle oluşmuş.
Merhamet yorgunluğu, başkaları için empati kurma veya şefkat hissetme yeteneğinin azalmasına yol açan duygusal ve fiziksel tükenme ile karakterize edilen ve genellikle bakımın negatif maliyeti olarak tanımlanan bir durum. Bu kavram ilk kez 1992 yılında Hemşire Joinson tarafından, travmatik stresi doğrudan yaşayan insanlara yardım ederken, dolaylı olarak geçirilen travmanın duygusal etkisi olarak açıklanmış.
Ümit Alan “Felaket dönemlerinde sosyal medya kullanma kılavuzu” yazısında şöyle diyor:
Merhamet Yorgunluğu’na dikkat: Uzun süre başkalarına ait acılara, travmalara maruz kalma ve empati gösterme durumunda yaşanan duyarsızlaşmaya Compassion Fatigue yani Merhamet Yorgunluğu deniyor. Önceleri sağlık sektörü profesyonellerinde hemşire ve hasta bakıcılarda rastlanan bu sendrom, sosyal medya ile birlikte herkesi ilgilendirir hale geldi.
Merhamet yorgunluğu, halkın duyarsızlaşmasına veya acı çeken insanlara yardım etmeye karşı dirençli olmasına neden oldu.
Merhamet yorgunluğu yaşayan kişilerde görülen belirtiler:
- Fiziksel göstergeler (yorgunluk, enerji düşüklüğü, halsizlik, performans ve güç kaybı, kilo kaybı ya da aşırı alımı, baş ağrısı, uyku bozuklukları, mide sorunları, bağışıklık sisteminde sorunlar vb.)
- Duygusal belirtiler (tükenmişlik, ilgisizlik, isteksizlik, duyarsızlaşma, anksiyete, muhakeme kaybı, motivasyon kaybı, odaklanma sorunları, duygusal kırılmalar, inanç kaybı, aşırı hüzün ya da aşırı mutlu görünme vb.)
- Sosyal belirtiler (yalnız kalma isteği, sosyallikten kaçma, duyarsızlık, tepkisizlik, vurdumduymazlık, yardım etmekten kaçınma, acıyı paylaşamama vb.)
- Zihinsel belirtiler (Dikkatin zayıflaması, can sıkıntısı, konsantrasyon problemleri, hata yapmaya yatkınlık, işten kaçınma, performans kaybı vs.)
Aşağıdaki belirtiler merhamet yorgunluğunun çok yakında olduğunu göstermek açısından önemli.
- Yemek, sigara, alkol veya uyuşturucu tüketiminde artış
- Öfke
- Suçlama
- Kronikleşen geç kalmalar
- Depresyon
- Kişisel başarı beklentisinde azalma
- Tükenmişlik
- Baş ağrılarında sıklaşma
- Kişisel beklentilerde artma
- Umutsuzluk
- Hipertansiyon
- Empati/objektiflik dengesini iyi kuramama
- Artmış alınganlık
- Neşe kaybı
- Düşük özgüven
- Uyku bozuklukları
- İşkoliklik
Merhamet yorgunluğundan korunma ve tedavi
Merhamet yorgunluğunu önlemenin ilk aşaması öz farkındalığı arttırmak ve kişinin iş yaşamı, sosyal yaşam ve yakın çevresindekilerle ilişkisindeki değişiklikleri izlemekten geçer. Buna ek olarak aşağıda sayılan önlemleri almak son derece yararlı olur:
- Stresli iş yükünü azaltmak
- Çalışma sürelerini kısaltmak
- Uyku süre ve kalitesini iyileştirmek
- Düzenli tatil yapmak
- İş dışı sosyal ilişkileri arttırmak
- Yaşamdaki önem sıralamasını gözden geçirmek
- Meditasyon
- Sağlıklı beslenme
- Düzenli egzersiz
- Günlük tutmak
- İş yaşamı dışında hobiler edinmek
- Pozitif başa çıkma stratejileri geliştirmek
- Sosyal destek grupları ile ilişki
Aşağıdakileri ise yapmaktan kaçınmakta büyük yarar vardır.
- Başkalarını suçlamak
- Yeni bir iş aramak
- Aile ilişkilerini sorumlu tutup boşanma aşamasına gelmek
- Sürekli şikayet etmek
- Çalışma süresini ve iş yükünü arttırmak
- Kendi gereksinimlerini ve beklentilerini gözardı etmek
Ancak, olay bunlarla başa çıkılamayacak noktada ise, profesyonel destek almak gerekir.
Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.