Rengarenk şekerlemeler, pastane ürünleri ve içecekler çoğu kişinin çok hoşuna gitse de, içindeki gıda boyaları tehlikeli mi diye pek az kişi düşünür.
Gıda boyaları, temel olarak aşağıdaki nedenlerle gıdalara eklenen gıda katkı maddeleridir:
- ışığa, havaya, neme ve sıcaklık değişimlerine maruz kaldıktan sonra oluşan renk kayıplarını telafi etmek
- doğal olarak oluşan renkleri geliştirmek
- Normal koşullarda renksiz veya farklı renkli olacak gıdalara renk katmak
Bu boyaların hiçbir besin değeri yoktur ve sadece gıdaları daha çekici hale getirmek için kullanılır.
Gıda boyaları; atıştırmalık gıdalar, margarin, peynir, reçel ve jöleler, tatlılar, içecekler vb. dahil olmak üzere birçok gıdada bulunmaktadır. Bu amaçla kullanılan ve kontrol kuruluşlarınca güvenli kabul edilen yaklaşık üç düzine renk katkı maddesinin 9 tanesi yapay boyadır.
Sentletik gıda boyaları özellikle çocuklara pazarlanan ürünlerde yaygındır. Yapılan bir araştırma marketlerde satılan 350’den fazla ürünün yüzde 43’ünün yapay renk içerdiğini ortaya koymuştur. Bu listede neredeyse tüm şekerlemeler (yüzde 96,3), meyve aromalı atıştırmalıklar (yüzde 94) ve çoğu içecek karışımı bulunmaktadır.
“Yapay” boya veya renk terimi, doğada bulunmayan sentetik petrol bazlı kimyasalları ifade eder. Bunlar gıda etiketlerinde Sarı No. 6 gibi belirli bir renk ve numara ile veya bazen Mavi 1 Gölü’nde olduğu gibi “göl” terimiyle listelenebilir. Günümüzde halen kullanılmakta olan altı yapay gıda boyası – Mavi No. 1, Mavi No. 2, Yeşil No. 3, Kırmızı No. 3, Sarı No. 5 ve Sarı No. 6 – yaklaşık bir asırdır gıdalarda kullanım için onaylanmıştır.
Tüketici savunucularının şu anki odak noktasının büyük bir kısmı FD&C ve eritrosin olarak da bilinen Kırmızı No. 3 üzerinde yoğunlaşmaktadır. Çevre Çalışma Grubu’na göre, şu anda Amerika Birleşik Devletleri’nde satılan yaklaşık 3.000 gıda ürünü, çok çeşitli paketlenmiş meyveler, soslar, tatlılar, içecekler ve hazır yemekler de dahil olmak üzere bu boyayı içermektedir.
1990 yılında FDA, Kırmızı Boya 3’ün laboratuvar farelerinde kansere neden olduğu endişesiyle kozmetik ve topikal ilaçlarda kullanımını yasakladı. Ancak bu yasak, bugün hala Kırmızı Boya 3 içerebilen şekerleme ve şekerlemeler de dahil olmak üzere çoğu gıda için geçerli değildi.
Hansen, FDA’nın gıda boyalarını düzenlemesine izin veren ve gıdalarda, ilaçlarda, kozmetiklerde ve tıbbi cihazlarda yalnızca “uygun ve güvenli” olduğu düşünülen renklerin kullanılmasını gerektiren 1960 tarihli Renk Katkısı Değişikliklerine atıfta bulunuyor. Bu değişiklik, 1950’lerde çocukların turuncu boya içeren Cadılar Bayramı şekerlerini yedikten sonra hastalandıkları bir olaydan sonra kabul edilmiştir. Bu yasa kapsamında FDA, hayvanlarda veya insanlarda kanserle bağlantılı ürünler de dahil olmak üzere tüketiciler için olası bir risk taşıyan renklendiricilerin kullanımını yasaklayabilmektedir – ancak halihazırda piyasada bulunan gıda boyalarının, düzenleyicilerin zararlara ilişkin açık kanıtları olmadığı sürece kullanımda kalmasına izin verilmiştir.
Avrupalı düzenleyiciler farklı bir yaklaşım benimseyerek halihazırda piyasada bulunan yapay gıda boyalarının güvenliğini yeniden değerlendirmiş ve yeni çalışmalar insan sağlığına zarar verme potansiyeline sahip olduklarını gösterdiğinde bu renklendiricileri gıdalardan yasaklamıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nde izin verilen üç boya Avrupa’da çocuklarda davranışsal ve nörolojik sorunlara yol açma potansiyeline ilişkin uyarı etiketleri taşımaktadır: Kırmızı No. 40, Sarı No. 5 ve Sarı No. 6.
Sentetik gıda boyalarıyla ilgili süregelen tartışmaların bir nedeni de bu boyaların insan sağlığı üzerindeki etkilerine ilişkin araştırmaların sınırlı olmasıdır. Birçok çalışma en az 10 yıllıktır ve hayvanlar (bir vakada sinekler) üzerinde yapılmıştır. Gıda boyalarının kansere neden olduğuna dair kesin bir kanıt bulunmamakla birlikte, bir inceleme “şu anda ABD tarafından onaylanmış dokuz boyanın hepsinin çeşitli derecelerde sağlık endişeleri yarattığını” ortaya koymuştur. İnceleme, Kırmızı 3’ün hayvanlarda kansere neden olduğunun ve Kırmızı 40, Sarı 5 ve Sarı 6’nın benzidin veya diğer kanserojenlerle kontamine olduğunun tespit edildiğini belirtmektedir.
Columbia’daki Güney Carolina Üniversitesi Kolon Kanseri Araştırma Merkezi Direktörü Lorne J. Hofseth, sentetik gıda boyalarının kolon kanseri gelişimi üzerindeki etkilerini incelemiş ve ekibinin yayınlanmamış verilerinin Allura Red (Kırmızı 40) ve tartrazinin (Sarı 5) kolon hücrelerinde DNA hasarına neden olabileceğini gösterdiğini yazmıştır. Ancak bu araştırma sadece petri kabındaki hücreler üzerinde gerçekleştirilmiştir ve insan denekler üzerinde araştırma yapılması gerekmektedir.
Kasım 2021’de Advances in Nutrition’da yayınlanan mavi boyalarla ilgili bir incelemede şöyle denmektedir: “Son 100 yılda, gıda boyalarının sağlık için diğer tüm gıda katkı maddeleri kategorilerinden daha büyük bir tehdit oluşturduğu tespit edilmiştir.” İncelemeye dahil edilen iki fare çalışması Mavi No. 2’nin kanserojen olmadığını ortaya koyarken, yazarlar “iki tür tümörde istatistiksel olarak anlamlı bir artış” olduğunu belirtiyor.
Kansere ek olarak, gıda boyalarıyla ilgili bir diğer geniş endişe de çocuklarda hiperaktiviteye veya diğer davranışsal veya nörolojik sorunlara neden olma potansiyelleridir. Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi (UC) ve UC Davis’in katkılarıyla Kaliforniya eyaleti tarafından Nisan 2021’de yayınlanan bir rapor, sentetik gıda boyalarının tüketimi ile “bazı çocuklarda olumsuz nöro-davranışsal sonuçlar” arasında bir bağlantı olduğunu doğruladı ve ayrıca FDA’nın sentetik gıda boyaları için kabul edilebilir günlük alım seviyelerinin (ADI’ler) hepsinin 35 ila 70 yıllık çalışmalara dayandığını tespit etti.
Sentetik gıda boyaları, alerji ve astım da dahil olmak üzere çok sayıda başka sağlık sorunuyla da ilişkilendirilmiştir. Yakın zamanda fareler üzerinde yapılan bir çalışma Kırmızı No. 40’ı iltihaplı bağırsak hastalığıyla ilişkilendirmiştir.
Yapay boyalarla ilgili tartışmaların bir diğer önemli kısmı da, diyetle tam olarak ne kadar alındığını bilmenin zor olmasıdır. Mayıs 2019’da Foods dergisinde yayınlanan bir araştırma incelemesi, “bu katkı maddelerinin tüm yaşam boyunca yüksek kronik alımının tavsiye edilmediğini” belirtmiştir, ancak “yüksek kronik alımın” nasıl ölçüleceğine dair bir kılavuz yoktur ve üreticiler tarafından kullanılan miktarlar genellikle ürün etiketlerinde listelenmez. Kaldı ki, pastane ürünlerinde ve restoran yemeklerinde kullanılan miktarları kontrol edebilmek çok zordur.
Sentetik gıda boyalarının tüketimini insanlarda olumsuz sağlık etkilerine bağlayan kesin kanıtlar çok az olsa da, özellikle çocuklar ve hamile kadınlar gibi hassas gruplar için temkinli olmak gerekir.
Araştırma eksikliği nedeniyle, yapay boyaların yetişkin insanların sağlığını olumsuz etkileyip etkilemediği ve ne derecede etkilediği hala bilinmemektedir. Yine de, yapay gıda boyaları diyetlerimize gerçekten ihtiyacımız olan hiçbir şeyi katmaz.
Bununla birlikte, yapılabilecek şey organik ürünleri aramaktır, çünkü organik sürün sertifikası gıdaların kimyasallardan yapılmış renklendiriciler içeremeyeceği anlamına gelir. Sertifikalı organik gıdalar, gıdalara normalde sahip olduklarından daha parlak bir renk vermek için havuç veya pancar gibi şeylerden yapılan boyaları kullanabilir.
Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.