Libido, bir kişinin seks arzusudur. Öğrenilmiş davranışlar, hormonlar ve beyin fonksiyonu dahil olmak üzere çeşitli faktörlerden etkilenir. Ama, cinsel arzuyu öldüren faktörler çok çeşitli olabilir.
Düşük cinsel istek, cinsel dürtünün cinsel aktiviteyi engelleyebilecek ölçüde azalmasıdır. Düşük cinsel arzu (libido), bir ilişkide gerginliğe neden olabilir ve şüphe ve suçluluk duygusunu besleyebilir. Bununla birlikte, cinsel arzuyu öldüren nedenler tespit edilirse bu durum genellikle başarılı bir şekilde düzeltilebilir.
Bu duruma yol açan başlıca nedenler şu şekilde sayılabilir:
Partner Sorunları: Partnerle yaşanan sorunlar cinsel arzuyu öldüren faktörler arasında ilk sıralarda yer alır. Her iki cinsiyet için de kavga, zayıf iletişim, ihanete uğramış hissetme veya diğer güven sorunları büyük önem taşır. Ayrıca kadınlar için yakın hissetmek arzunun önemli bir parçasıdır. Gereğinde destek almak genellikle yardımcı olur.
Stres: Stres normal yaşamın bir parçasıdır ve bazı insanlar stresli olduklarında birçok şeyi iyi yaparlar. İşte, evde ya da ilişkilerde stres herkesin başına gelebilir. Cinsel arzu ise genellikle bu durumdan etkilenir. Bununla sağlıklı bir şekilde nasıl başa çıkılacağını öğrenmek gerçekten yardımcı olur. Bunun için gerekirse destek almak yararlı olur.
Alkol: Fazla alkol cinsel dürtüleri uyuşturabilir ve partnerin yakınlaşma arzusunu da önleyebilir. Alkolden uzak durmak en iyi çözümdür.
Uykusuzluk: Cinsel arzuyu azaltan önemli faktörlerden biri de başta uykusuzluk olmak üzere uyku bozukluklarıdır. İyi bir gece uykusuna engel olan her şey sekse de engel olabilir. Yorgunluk seks arzusunu tüketir.
Çocuk Sahibi Olmak: Anne baba olmak cinsel dürtülere engel olmaz, ama çocukla ilgilenmenin getirdiği zaman kaybı ve yorgunluk sekse olan ilgiyi azaltır. Çözüm için dinlenme fırsatı yaratmak ve çocuğun uyku saatinde seks yapmak yararlı olabilir.
İlaçlar: Bazı ilaçlar arzuyu azaltabilir. Bu tür ilaçlar arasında antidepresanlar, tansiyon ilaçları, doğum kontrol hapları ve kemoterapi ilaçları bulunabilir, ancak başka ilaçlar da etken olabilir. Yeni bir ilaç almaya başladıktan kısa bir süre sonra cinsel dürtüler kayboluyorsa, bunu doktorla görüşmekte yarar vardır.
Kötü Vücut İmajı: Dış görünüş cinsel arzu için önemlidir. Bu durum hem kişinin kendi dış görünüşü, hem de partnerinin dış görünüşünü kapsar. Yapılabiliyorsa dış görünüşü düzeltmeye çalışmak, olmuyorsa vücudu mevcut haliyle kabul etmek iyi hissetmeyi sağlar. Partnerin özgüven düşüklüğü durumunda ona seksi hissettirmek de çok yarar sağlar.
Obezite: Aşırı kilo veya obezite cinsel arzuyu azaltır. Bu durum obezitenin metabolizma veya özgüven üzerindeki etkilerinden kaynaklanabilir.
Sertleşme Sorunu: Erkeklerde sertleşme sorunu beraberinde performans kaygısını da getirir. Ama, sertleşme sorunu altta yatan nedenlere bağlı olarak tedavi edilebilir.
Düşük Testosteron: Testosteron hormonu cinsel dürtüyü besler. İlişkilerden yaşlanmaya ve kiloya kadar birçok başka faktör de bir erkeğin cinsel dürtüsünü ve testosteron seviyelerini etkiler.
Depresyon: Depresyonda olmak, seks de dahil olmak üzere birçok şeyden zevk almayı engelleyebilir. Ayrıca, depresyon tedavisinde kullanılan ilaçların bir kısmı da cinsel dürtüyü azaltabilir. Bu durumda yardım almak en iyisidir.
Menopoz: Birçok kadın için cinsel dürtü menopoz döneminde azalır. Bu kısmen vajinal kuruluk ve seks sırasında ağrı gibi semptomlarla ilgilidir. Ancak her kadın farklıdır ve ilişkiye, özsaygıya ve genel sağlığa dikkat ederek menopozdan sonra harika bir cinsel hayata sahip olmak mümkündür.
Yakınlık Eksikliği: Yakınlık hissetmeden yapılan seks arzuyu öldürebilir. Yakınlık seksten daha fazlasıdır. Böyle bir durumda partnerle birlikte daha fazla cinsel olmayan zaman geçirmek, konuşmak, sarılmak ve seks yapmadan sevgiyi ifade edebilmek cinsel dürtüyü genellikle olumlu etkiler.
Bu arada, cinsel istek kaybının yakınlık arzusunun kaybıyla aynı şey olmadığını hatırlamakta yarar vardır. Cinsel işlev bozukluğu ile mücadele ederken bile, partnerle duygusal ve fiziksel bağları korumak için her türlü çaba gösterilmelidir.
Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.