Pek çoğumuz severek içeriz ama sağlık açısından kahve içmenin ne gibi yararları veya zararları olduğu genellikle aklımıza gelmez.
Uzmanlar, dünya genelinde insanların günde yaklaşık 2,25 milyar fincan kahve tükettiğini tahmin ediyor. Kahve, riboflavin (B2 vitamini), niasin (B3 vitamini), magnezyum, potasyum ve çeşitli fenolik bileşikler veya antioksidanlar dahil olmak üzere bir dizi yararlı besin içerir. Bazı uzmanlar, kahvedeki bu ve diğer bileşenlerin insan vücuduna çeşitli şekillerde fayda sağlayabileceğini öne sürmektedir. Bu makalede sağlık açısından kahve içmenin olası faydaları, bu faydaları destekleyen kanıtlar ve kahve içmenin riskleri ele alınmaktadır.
Yüz mililitre normal sade kahve sadece yaklaşık 2 kalori içerir. Ancak süt, krema veya şeker eklenmesi kalori değerini artırır.
Sağlık açısından kahve içindeki kimi bileşikler de önem taşır. Kahve çekirdekleri bir tür antioksidan olan polifenoller içerir. Antioksidanlar vücudun serbest radikal hasarına karşı korunmasına yardımcı olabilir. Serbest radikaller, vücudun belirli süreçler sonucunda doğal olarak ürettiği bir tür atık üründür. Serbest radikaller vücutta toksin görevi görür ve enflamasyona neden olabilir. Bilim insanları enflamasyon ile tip 2 diyabet ve obezite de dahil olmak üzere metabolik sendromun çeşitli yönleri arasında bağlantılar bulmuşlardır.
Sağlık açısından kahve tüketiminin yararları
Diyabet: Kahve, tip 2 diyabete karşı korunmaya yardımcı olabilir. 2014 yılında 48.000’den fazla kişi hakkında veri toplayan araştırmacılar, kahve tüketimini 4 yıl boyunca günde en az bir fincan artıranların tip 2 diyabet riskinin, alımlarını artırmayanlara göre %11 daha düşük olduğunu tespit etmiştir. 2017 yılında yapılan bir meta-analiz, her gün dört ila altı fincan kafeinli veya kafeinsiz kahve içen kişilerin tip 2 diyabet de dahil olmak üzere metabolik sendrom riskinin daha düşük olduğu sonucuna varmıştır.
Parkinson hastalığı: Çeşitli çalışmalar, kahve ve diğer birçok içecekte bulunan kafeinin Parkinson hastalığına karşı korunmaya yardımcı olabileceğini öne sürmüştür. Bir çalışma, günde dört fincandan fazla kahve içen erkeklerde Parkinson hastalığı riskinin içmeyenlere göre beş kat daha düşük olabileceği sonucuna varmıştır. 2017 yılında yapılan bir meta-analizin bulguları, sigara içen kişilerde bile kahve tüketimi ile daha düşük Parkinson hastalığı riski arasında bir bağlantı olduğunu öne sürdü. Bu ekip ayrıca kahve içen kişilerde depresyon ve Alzheimer hastalığı gibi bilişsel rahatsızlıkların görülme olasılığının daha düşük olabileceğini bulmuştur. Bununla birlikte, kafeinsiz kahve içmenin Parkinson hastalığını önlemeye yardımcı olduğunu kanıtlamak için yeterli kanıt yoktur.
Kahve ve karaciğer: 2019 yılında yapılan bir literatür taraması, kahve alımının karaciğer kanseri riskini azaltabileceği sonucuna varmıştır. Daha önce, 2015 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki çok etnikli bir popülasyonda yapılan bir kohort çalışması, doza bağlı olarak, günde iki ila üç fincan kahve tüketmenin katılımcıların hepatoselüler karsinom ve kronik karaciğer hastalığı (KLH) geliştirme riskini sırasıyla %38 ve %46 oranında azalttığını öne sürmüştür. 2017’de yapılan meta analiz ayrıca her tür kahve tüketiminin karaciğer kanseri, alkolik olmayan yağlı karaciğer hastalığı ve siroz riskini azalttığı sonucuna varmıştır. Bu bulgular 2021 yılında yapılan bir çalışma ile desteklenmekte ve tüm kahve türlerini tüketmenin kronik karaciğer hastalığına karşı bir miktar koruma sağlayabileceğini öne sürmektedir. Kahve tüketen kişilerde safra taşı riski de daha düşük olabilir.
Kahve ve kalp sağlığı: Sağlık açısından kahve tüketiminin yararlarından biri de, kalp- damar sağlığını desteklemesidir. 2017 yılında yapılan meta-analiz, kafein tüketiminin kan basıncı da dahil olmak üzere kardiyovasküler sağlık yararlı olabileceğini göstermiştir. 2018 yılında yapılan bir çalışmada, günde üç ila beş fincan kahve içmenin kardiyovasküler hastalık riskini %15 oranında azaltabileceği bulunmuştur.
Günde bir ila beş fincan kahve içmek, herhangi bir nedenden kaynaklanan daha düşük genel ölüm oranı ile de ilişkili görünmektedir. Halihazırda kalp krizi geçirmiş olan kişiler için kahve içmek, başka bir kalp krizi geçirme ya da bunun sonucunda ölme riskini artırmıyor gibi görünmektedir. Bununla birlikte, 2017 meta-analizi, daha fazla kahve tüketen kişilerde daha yüksek kan lipitleri (yağ) ve kolesterol seviyeleri olabileceğini de buldu. Bu maddeler kişiyi kalp sorunlarına yatkın hale getirebilir.
Kahve ve obezite: Kahve tüketiminin insanların kilo vermesine yardımcı olabileceğini düşündüren bazı kanıtlar vardır. Bir 2018 makalesi, katılımcılar ne kadar çok kahve içerse, kilo, vücut kitle indeksi (BMI) ve yağ kütlesindeki ortalama azalmanın o kadar yüksek olduğunu göstermiştir. 2019 yılında yapılan bir çalışma, kahve içmenin kilo kaybı ile mütevazı bir ilişkisi olabileceğini ve erkeklerde bu durumun kadınlara göre daha belirgin olduğunu öne sürmüştür. Kahve obeziteyi azaltmada bazı faydalar sağlayabilse de, dengeli beslenmenin ve sık sık egzersiz yapmanın yerini tutmaz.
Sağlık açısından kahve tüketiminin olası sakıncaları
Kemik kırıkları: Bazı çalışmalar, çok kahve içen kadınların kemik kırığı riskinin daha yüksek olabileceğini öne sürmüştür. Buna karşılık, erkeklerde bu risk daha düşüktür.
Hamilelik komplikasyonları: Fazla kahve tüketimi ile düşük riski, düşük doğum ağırlığı ve erken doğum arasında bir bağlantı olduğunu gösteren bazı kanıtlar vardır.
Gastroözofageal reflü hastalığı riski: Fazla kahve içen kişilerde bu durum riski biraz daha yüksek olabilir.
Anksiyete: Sağlık açısından kahve tüketiminin olası sakıncaları arasında anksiyeteyi artırmak bulunabilir. Yüksek miktarda kafein tüketmek, özellikle panik bozukluğu veya sosyal anksiyete bozukluğu olan kişilerde anksiyete riskini artırabilir. Daha az yaygın olarak, kafein duyarlı kişilerde mani ve psikozu tetikleyebilir.
Toksik bileşenlere maruz kalma: 2015 yılında bir grup araştırmacı ticari kahvede nispeten yüksek seviyelerde mikotoksin buldu. Mikotoksinler, doğal bir ürün olan kahveyi kirletebilen toksik maddelerdir. Ayrıca, kahvenin kavrulması sırasında ortaya çıkabilen akrilamid de bir endişe kaynağıdır.
Yan etkiler
Kafein tüketmek bazı faydalar sunsa da, bir kişi çok fazla içerse olumsuz yan etkileri olabilir. Bu yan etkiler şunları içerebilir:
- Belirli psikiyatrik ilaçlar, tiroid ilaçları, mide ekşimesi ilaçları ve antibiyotikler gibi ilaçlarla olumsuz etkileşimler
- Günde 300 miligramdan (mg) fazla içen ve yeterli kalsiyum tüketmeyen kadınlarda olası omurga kemiği kaybı
- Mide bağırsak sorunları
- Kan basıncında artış
- Egzersiz sırasında kahve tüketiminin kalbin beslenmesini bozabilmesi
- Gebelik sırasında fazla kahve tüketimi ile düşük riski, düşük doğum ağırlığı ve erken doğum riskinde artış
- Emzirme döneminde kahve tüketilmesi durumunda emzirilen bebeklerde sinirlilik ve uykusuzluk
- Aşırı kahve tüketiminde susuzluk riski
- Şizofreni veya bipolar bozukluk gibi belirli ruh sağlığı durumlarının semptomlarının kötüleşmesi
- İntihar riskinde artış
- kafein zehirlenmesi (veya aşırı doz)
- kafein kaynaklı anksiyete bozukluğu
- kafeine bağlı uyku bozukluğu (veya uykusuzluk)
Sağlık açısından kahve incelendiği zaman, çoğu insan için günde üç ila dört fincan kahve tüketmenin “genel olarak güvenli” olduğu ve belirli sağlık koşulları riskini azaltabileceği sonucuna varmıştır. Ancak, birlikte sigara içmenin kahve içmenin faydalarını ortadan kaldırabileceği belirtilmektedir. Kahve tüketiminden sağlık yararları elde etmek isteyen bir kişi, günlük önerilen alım miktarını aşmaktan kaçınmalı ve olabildiğince sade içmeyi tercih etmelidir.
Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.