Disotonomi

Disotonomi: Otonom sinir sistemi dengesizliği

Paylaşın!

Disotonomi, belli bir denge içinde çalışması gereken otonom sinir sisteminin olması gerektiği gibi çalışmaması sonucu ortaya çıkan tablodur.

Otonom sinir sistemi vücut ısısının düzenlenmesinden solunum şekline, kan basıncının ayarlanmasından kalp hızına, sindirim sisteminin çalışmasından cinsel faaliyetlere kadar uzanan pek çok vücut fonksiyonunu bir denge içinde yönetmekten sorumludur. Bu sistemde oluşan sorunlar, vücuttaki pek çok sistemi etkiler.

Otonom sinir sistemi dengesizliği veya disotonomi tablosu dünyada 70 milyondan fazla insanı, yani erişkin nüfusun % 1’inden fazlasını etkilemektedir. Bu bozukluğun pek çok alt tipi vardır ve bu alt tipler birincl (primer) ve ikincil (sekonder) olarak ikiye ayrılır. Primer disotonomi dendiğinde Parkinson hastalığı ve benzerleri gibi santral sinir sistemi sorunlarının yol açtığı disotonomi, sekonder disotonomi dendiğinde ise santral sinir sistemi dışındaki sorunların yol açtığı disotonomi anlaşılır.

Disotonomi belirtileri

Disotonomi çok fazla klinik tipi olan bir tablodur ve belirtiler bu klinik tiplere göre değişiklik gösterebilmektedir. Yine de, disotonomide sık rastlanan belirtiler aşağıda sıralanmıştır.

Disotonomi tipleri

En az 15 farklı disotonomi tipi mevcuttur. Bunların en sık olanları nörokardiyojenik senkop ve postural ortostatik taşikardi sendromu (POTS)’dur. Nörokardiyojenik senkop onmilyonlarca insanı etkileyen bir durumdur. POTS ise, erişkin toplumun % 0.5- % 1’inde görülür ve genellikle otoimmün bozukluğu olan kişileri etkiler. Diğer başlıca disotonomi tipleri şunlardır:

  • Multipl sistem atrofisi
  • Otonom disrefleksi
  • Barorefleks yetersizliği
  • Diyabetik otonom nöropati
  • Ailevi disotonomi

Nedenleri

Primer disotonomiler genellikle genetik veya dejeneratif hastalıklar sonucu ortaya çıkar. Sekonder disotonomi nedenleri arasında ise aşağıdaki sorunlar bulunabilir.

  • Diyabet
  • Lupus
  • Romatoid artrit
  • Parkinson hastalığı
  • Çölyak hastalığı

Araştırmalar uzun COVID-19 sonrasında da otonom sistem dengesizliği ortaya çıktığını göstermektedir.

Disotonominin etkileri

Disotonominin seyri kişiden kişiye değişiklik gösterir ve kişinin özelliklerine göre yaşam kalitesini etkiler. Hastaların %25’inde belirtiler nedeniyle çalışma yaşamı, sosyal yaşantısı, uyku süre ve kalitesi ciddi şekilde etkilenir. Kimi kişiler günlük fiziksel faaliyetlerini yürütmekte bile güçlük çekebilir.

Depresyon ve anksiyete bozukluğu ile otonom dengesizlik arasında iki yönlü bir ilişki vardır. Bu durumlar disotonomiyi şiddetlendirirken, otonom sistem dengesizliği de depresyon ve anksiyeteyi tetikler.

Disotonomi tedavisi

Disotonominin kesin bir tedavisi yoktur. Tedavinin geneldeki hedefi vücudu güçlendirmek ve dayanıklılığını arttırmaktır. Bu şekilde otonom sinir sisteminin dengelenmesi kolaylaşabilir. Ancak, tedavi hastanın özelliklerine göre kişiselleştirilmelidir. Sekonder disotonomiler altta yatan nedenler düzeltildiği zaman iyileşme gösterebilirler.

Tedavi kişinin semptomlarının tipi ve ayrıntılarına göre değişmekle birlikte; genellikle egzersiz, fizik tedavi ve yaşam tarzı değişikliklerini içerir. Günde 2- 4 litre sıvı alımı, günlük 4- 5 gram kadar tuz tüketimi de önerilebilir. Şeker ve kafein tüketiminin azaltılması da önemlidir. Psikoterapi ve anksiyeteyi azaltıcı teknikler de işe yarar. Ayrıca tedavide semptomların durumuna göre çeşitli ilaçlar da kullanılabilir.

Bu durumun seyri, tümüyle altta yatan nedene bağlıdır. Yine de yaşam tarzı değişiklikleri, yukarıda söz edilen destekleyici tedaviler ve uygun tıbbi tedavi ile belirtilerde hafifleme ve yaşam kalitesinde artma sağlanabilir.

Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.

Randevu alın