Yoyo fenomeni

Yoyo fenomeni

Paylaşın!

Zayıflama diyeti uygulandıktan sonra kaybedilen ağırlığın aynını veya daha fazlasını kazanmaya yoyo fenomeni denir. Kilo verip geri alma şeklindeki bu döngüler yoyo isimli oyuncağın hareketlerine benzediği için bu ismi alır.

Bir kişiye yoyo fenomeni denmesi için hayatı boyunca en az iki kez zayıflama gayretine girmiş olması ve her seferinde verdiği kilonun daha fazlasını tekrar almış olması gerekir. Bu kişiler başlangıçta diyet ve diğer yöntemleri çok iyi uygulayarak hızla kilo verir, ancak sonrasında eski alışkanlıklarına geri dönerek yeniden kilo alırlar. Bu duruma kadınlarda erkeklere oranla 3 kat daha sık rastlanır.

Yoyo fenomeninin oluşumu
Yoyo fenomeninin oluşumu

Yoyo fenomeni nedenleri

  • Yaşam tarzına uymadığı için sürdürülemeyen diyet ve yöntemleri kullanma
  • Psikolojik durum değişiklikleri
  • Açlığın tetiklediği yeme atakları
  • Sık aralıklarla ve düzensiz yapılan diyetler
  • Bilinçsiz kullanılan zayıflama ilaçları
  • Kişiye özgü olmayan “konfeksiyon” zayıflama yöntemleri
  • Kısa vadeli hedeflere, örneğin yaz tatili, düğün, parti vb. gibi sosyal olaylara yönelik zayıflama gayretleri
Alışkanlıklara uymayan yemek düzeni genellikle kalıcı olmaz.
Alışkanlıklara uymayan yemek düzeni genellikle kalıcı olmaz.

Yoyo fenomeninin yarattığı sorunlar

  • Kişinin kendi vücuduyla sağlıksız ilişki kurmasına neden olması: Vücut yapısı ile ilişkili takıntıların oluşması, ruh sağlığını büyük ölçüde etkiler. Kilo verildiği zaman oluşan kendi vücudundan mutlu olma hissi, yeniden kilo alınması sonucunda yerini karamsarlığa, başarısızlık hissine ve kişinin kendisine karşı öfke duyması hissine bırakır. Bunun sonucunda anksiyete veya depresyon tetiklenebilir.
  • Sonuçların tutarlı ve kalıcı olmaması: Uygulanan diyetlerin çoğu zaman kısıtlayıcı olması ve vücudun gerek duyduğu pek çok besini dışlaması nedeniyle sonuç genellikle sağlıksız olur.
  • Uygulayanı suçlayıcı olması: Uygulanan yöntemler sonucunda kilo verilmesi yöntemin başarısı olarak kabul edilirken, yeniden kilo alınması uygulayıcıyı kilo almanın sorumlusu olarak suçlar. Kısacası, yöntem iyi ama uygulayan kötü algısını yaratır.
  • Tartı rakamlarına karşı takıntı yaratması: Kilo vermenin diğer yararlarının tümü gözardı edilerek hedef sadece kilo verme miktarı olarak saptanır. Oysa, sağlıklı kişilerde bile dengeli beslenme ve orta dereceli aktivite ile 3- 5 kg arası kilo değişikliği son derece normaldir.
  • Farklı yemek yeme paternlerine uyum gösterme güçlüğü: Alışkanlıklara aykırı yemek yeme zorlaması genellikle sürdürülebilir değildir.
  • Metabolizmanın etkilenmesi: Hızlı diyet yapma sonucunda bazal metabolizma hızı düşer ve vücut daha fazla depolama gayreti içine girer. Bunun sonucunda vücut enerji tasarrufuna girer ve az kalori almaya rağmen kilo verme hızı yavaşlar.
  • Kas kaybı: Kısıtlayıcı diyetler, özellikle de yeterli egzersizle desteklenmedikleri zaman, yağ dokusu ile birlikte kas kaybına da yol açarlar. Sonradan kilo alma döneminde yağ dokusu yeniden artar, ancak kas dokusu için aynı şey sözkonusu değildir.
  • Enflamasyon artışı: Aşırı kalori kısıtlamasının yarattığı metabolik stres kortizol salınımına yol açarak vücutta enflamasyon artışına neden olur. Bu durum da romatizmal hastalıklardan kalp sorunlarına ve hatta kansere kadar pek çok olayı tetikleyebilir.
  • Karaciğer yağlanması: Birbirini izleyen kilo verme ve alma dönemleri karaciğer yağlanmasına yol açabilir.
  • Diyabet riskinde artış: Yoyo fenomeni sonucunda insülin direncinin tetiklenmesi diyabet riskini arttırır.
  • Kalp hastalığı riskinde artış: Yoyo fenomeni tarafından yaratılan metabolik stres ve tetiklenen enflamasyon artışı koroner kalp hastalığı riskini arttırır. Yapılan bir çalışmada, kı kilo verip alan menopoz sonrası kadınlarda ani ölüm riskinin 3,5 kat, ölümcül kalp krizi riskinin % 66 arttığı saptanmıştır.
  • Hipertansiyon oluşumunun kolaylaşması: Yoyo fenomeninin oluşturduğu insülin direnci ve metabolik stres hipertansiyon oluşumunu kolaylaştırır.
Yoyo fenomeni ve kalp hastalığı
Yoyo fenomeni ve kalp hastalığı

Sonuç

Obezite çok faktörlü bir sorundur ve kişiye özel yaklaşım gerektirir. Obeziteden kurtulmak için mucize bir yol yoktur. Kilo vermenin anahtarı sağlıklı, dengeli ve ölçülü beslenme, düzenli egzersiz, birlikte bulunan faktörlerin kontrolü ve sağlıklı yaşamın diğer koşullarının yaşam tarzına uyarlanmasıdır.

Kilo vermek için mucizelere güvenmektense, herkesin uzman gözetiminde kendi savaşını vermesi ve kendi başarı öyküsünü yazması gerekir. Kilo vermek bir muharebeyi kazanmaktır, kazanılan kiloyu geri almaksızın sağlıklı yaşam koşullarını uygulamak ise savaşı kazanmak demektir.

Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.

Randevu alın